Deniz Kahraman: Mart 2016

30 Mart 2016 Çarşamba

Sardı Korkular

Fed Başkanı Janet Yellen, New York Ekonomi Kulübü’nde 29 Mart Salı günü sunum gerçekleştirdi.  Konu; ekonomik görünüm, belirsizlik ve para politikasıydı. Bu çalışmada dünyanın geri kalanını ilgilendiren noktaları paylaşacağız.

Yellen’a göre, en büyük iki küresel ekonomik risk, petrol fiyatlarının hızla düşmesi ve Çin ekonomisinin hızla yavaşlaması olarak tanımlandı. Ekonomik ve finansal koşullar Aralık ayına göre daha kötü durumda. O zamandan bu yana en büyük değişim küresel ekonomik büyüme tahminlerinin belirgin şekilde gerilemiş olması. ABD ekonomisinin finansal koşullardan şiddetle etkilenmesi durumunda para politikasını ayarlayabilecekleri sinyalini veren Yellen, faizleri yeniden sıfır seviyesine çekebilecek araçlara sahip olduklarını ifade etti. İstihdam ve enflasyon hakkında ifadeler ise faiz artırımını destekleyecek yönde oldu. İstihdam ve enflasyon faiz artışını desteklerken, ekonomik aktivite üzerindeki riskler Fed’in faiz artışından sakınmasına neden oluyor.

Piyasanın duymak istediği her şeyi söyleyen Yellen, moral düzeyini yükseltti. Hisse senetleri ve altın yükselirken, dolar gelişen ülke para birimleri karşısında değer kaybetti ve tahvil faizleri geri çekildi. 26-27 Nisan’da düzenlenecek Fed/FOMC toplantısında faizlerin artırılma ihtimali, “sıfıra yakın” olarak görülebilir. Ancak, Fed ekonomik verilere bağlı olarak faiz artırımına “herhangi bir” toplantıda devam edebilir.


2016 yılı ilk yarısında ekonomik aktiviteyi gözleyene kadar, daha önce Eylül ve Aralık’ta “iki” faiz artışı yapılması yönünde olan tahminimizi Aralık toplantısında 25 baz puanlık “tek” faiz artışı yapılması yönünde güncelleyebiliriz.

Deniz KAHRAMAN

29 Mart 2016 Salı

Yellen Konuşması Bilgi Notu

Fed Başkanı Janet Yellen, New York Ekonomi Kulübü'nde sunum gerçekleştirdi. Sunumun ilerleyen bölümünde soruları yanıtladı. Yellen'ın ifadelerinde ABD ekonomisine ilişkin çekincelere yer vermesi, doların gelişen ülke para birimleri karşısında zayıflamasına neden oldu.

Önemli Noktalar
1) Fed faiz artırım sürecinde "mutlaka" temkinli olmalıdır.
2) Enflasyon beklentileri daha da gerileyebilir.
3) Fed gerekmesi durumunda faizleri yeniden sıfır seviyesine çekebilecek araçlara sahip.
4) Ekonomik ve finansal koşullar Aralık ayı FOMC toplantısına göre daha kötü durumda.


Mevcut ekonomik koşullarda ilk faiz artışının Eylül ve/veya sonrasına kalması daha olası. Faiz vadeli kontratları fiyatlaması ilk faiz artışını an itibarıyla Ocak 2017 sonrasında bekliyor. Fed Başkanı Janet Yellen, Çin ekonomisinin hız kesmesinin ABD üzerinde risk yaratmasından oldukça endişe ediliyor.

Deniz KAHRAMAN

Görevimiz Enflasyon

Fed’in amacı istihdam ve fiyat istikrarını sağlamak. Fed, 2008 küresel finans krizinde finansal sistemin aldığı derin hasara müdahale etmek amacıyla oldukça kapsamlı bir parasal genişleme programı başlattı. Amaç; tüketicilerin harcama yapması için, enflasyon yaratmaktı. Yani, tüketiciye enflasyon sözü vermekti. Merkez Bankaları, son dönemde sözlü yönlendirmeyle para biriminin değerini düşürerek, iç talep olmaksızın ithalat fiyatları yoluyla enflasyon ithal etmeyi de seçmekteydi. Fed üyeleri faiz artırım sürecinde enflasyonun %2 hedefine doğru ilerlediğinden “oldukça emin” olma isteğinde. ABD’nin enflasyonunun dünyanın geri kalanını ilgilendirmesi de, Fed para politikasının etki alanıyla yakından ilişkili. Bu çalışmada faiz artırım süreci açısından enflasyondaki son gelişmeler değerlendirilecektir. 

1) Tüketici Fiyat Endeksi

Tüketici Fiyat Endeksi, en geniş tanımla fiyatlar genel düzeyini göstermekte. Tüm ürün grupları oynaklık düzeyine göre ayrıştırılmadan doğrudan endekse dahil edilmekte, manşet enflasyon olarak adlandırılmaktadır. ABD’de TÜFE Şubat’ta yıllık bazda %1,00 oranında artmıştır.


2) Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi
Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi (PCE), Fed’in favori enflasyon göstergeleri arasında geliyor. Şubat ayına ait PCE verisi 28 Mart Pazartesi günü açıklandı. ABD Ekonomik Analiz Bürosu (BEA) tarafından hesaplanan endeks, tüketici davranışlarını Tüketici Fiyat Endeksi’nden (TÜFE) daha iyi yansıtıyor. Fed, 2000 yılından beri enflasyon hedeflemesinde PCE fiyat endeksini kullanıyor.


Fiyatlar genel düzeyi açısından önemli olan alt kalem, gıda ve enerji fiyatları dışarıda bırakılarak hesaplanan çekirdek PCE verisiydi. Ocak’ta %1,66 oranında artan çekirdek PCE, Şubat ayında %1,68 oranında arttı. Aşağıdaki grafikte 2007 yılından bu yana çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi (PCE) gelişimi gösteriliyor. Fiyatlar Şubat ayı itibarıyla yükselmeye devam ediyor.



2) Dallas Fed Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi
Dallas Fed tarafından üretilen kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi (PCE), oynaklığı en düşük ürünlerden oluşuyor. Bu enflasyon sepeti, çekirdek enflasyonun (gıda ve enerji hariç enflasyon) da çekirdeği diyebileceğimiz bir tanımlama getiriyor. Ekim 2010 tarihinde en düşük seviye olan yıllık bazda %0,82 oranında enflasyona işaret eden bu sepet, Şubat 2016’da %1,84 seviyesini göstermektedir.


4) Fiyat Baskıları Endeksi
St. Louis Fed tarafından 6 Kasım 2015 tarihi itibarıyla hesaplanmaya başlanan Fiyat Baskıları Endeksi (PPM), enflasyon dinamikleri açısından ipuçları sunuyor. Bu endeksi; kişisel tüketim harcamaları (PCE), ÜFE, emtia fiyatları, gayrimenkul fiyatları, piyasa göstergeleri, enflasyon beklentileri, iş ve tüketici anketleri ve yurtdışı gelişmeleri bir arada değerlendiren bir sepet olarak tanımlayabiliriz. Endeks, manşet enflasyonun (PCE) 12 ay sonra %2,50 seviyesini aşma ihtimalini gösteriyor.

Fiyat Baskıları Endeksi (PPM), 28 Mart Pazartesi günü Şubat ayı kişisel tüketim harcamaları verisinin yayınlanmasıyla güncellendi. Hem PCE endeksi hem de Dallas Fed’in enflasyon göstergesi enflasyonda yükselişin sürdüğüne işaret ederken, fiyat baskıları endeksi enflasyonun yükselişine düşük ihtimal vermeye devam ediyor. Enflasyonun 12 ay sonra yıllık %2,50 oranını aşma ihtimali Şubat ayında %2 seviyesindeyken, Mart ayı itibarıyla %5 olarak gerçekleşti. 


Emtia fiyatlarındaki gerileme ve doların değer kazanması manşet enflasyonun %2 hedefinden uzak kalmasına neden olsa da, alt enflasyon göstergeleri Fed’in enflasyon hedefine doğru emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Bu da 2016 yılı içinde iki faiz artışı yapılmasına alan sağlıyor. 2016 yılının ilk faiz artışı Haziran veya Eylül’de yapılabilir. Mevcut ekonomik koşullarda ilk faiz artışının Eylül’de yapılması daha olası.

Deniz Kahraman

25 Mart 2016 Cuma

Fed'in Kuşları

Bu çalışmada ABD Merkez Bankası’nın faiz artırım süreci değerlendirilecektir.

Fed’in amacı istihdam ve fiyat istikrarını sağlamaktır. Fed, 2008 küresel finans krizinde finansal sistemin aldığı derin hasara müdahale etmek amacıyla oldukça kapsamlı bir parasal genişleme dönemi başlatmıştır. Amaç; tüketicilerin harcama yapması için, enflasyon yaratmak. Yani, tüketiciye enflasyon sözü vermek. Diğer yandan Fed istihdam piyasasındaki gelişmeyi yakından izliyor.  Enflasyonda %2 seviyesi, işsizlik oranında tam istihdam seviyesi olan %4,8 seviyesi hedefleniyor.

Çıkış Programı
Enflasyon ve istihdamda istenen gelişmenin görülmesiyle birlikte, çıkış programı uygulamaya koyuldu. Fed eski Başkanı Ben Bernanke, Haziran 2011’de ilk kez yayınlanan çıkış programının uygulama aşamasına geçileceğini Haziran 2013’te söyledi.

Çıkış programının ilk aşaması olan varlık alım programında miktarın azaltılmasına Aralık 2013’te başlandı. Fed, Aralık 2013 tarihine kadar aylık bazda 85 milyar dolar tutarında menkul kıymeti satın almaktaydı. Varlık alım programı Ekim 2014’te sonlandırıldı.

Aralık 2015’e gelindiğinde ise programın ikinci aşaması olan faiz artırımına başlandı. 2008 yılından bu yana %0-0,25 aralığında tutulan Federal Fonlama Faizi (FFR) %0,25-0,50 aralığına yükseltildi.


Faiz Artırımını Etkileyen Veriler
1)  İstihdam
ABD ekonomisinde Şubat ayı itibarıyla işsizlik %4,9 oranında. Bu rakam %4,8 olan tam istihdam seviyesine çok yakın. Tarım dışı istihdam rakamı ise, son 12 aylık dönemde aylık ortalama 226 bin kişi arttı.

Grafikte görülen istihdam piyasası koşulları endeksi, istihdam piyasasında gelişmenin sürdüğüne işaret ediyor. Endekste sıfır seviyesi 1992 yılından bu yana ortalamayı gösteriyor.


2) Enflasyon
Oynaklığı en düşük ürünlerden oluşan sepetin fiyat değişimleri grafikte gösteriliyor. Bu enflasyon sepeti, çekirdek enflasyonun (gıda ve enerji hariç enflasyon) da çekirdeği diyebileceğimiz bir tanımlama getiriyor. Ekim 2010 tarihinde yıllık bazda %0,82 seviyesinde enflasyona işaret eden bu sepet, Ocak 2016’da %1,86 seviyesini göstermektedir. Fed’in enflasyon hedefi %2 seviyesinde. Çekirdek enflasyon %2,2 seviyesinde, çekirdeğin çekirdeği diyebileceğimiz enflasyon seviyesi %1,86 seviyesinde. Her ne kadar emtia fiyatındaki gerileme veya saatlik kazançlardaki yavaş artış manşet enflasyonda hedeften uzak kalındığına işaret etse de, detaya girdiğimizde Fed’in enflasyon hedefine doğru emin adımlarla ilerlediğini görüyoruz.


3) Küresel Piyasalar
Fed üyeleri küresel ekonomik gelişmelerin ekonomik aktivite üzerinde risk yaratmaya devam ettiğini ifade ediyor. Gelişen piyasalar tahvil endeksi Fed’in bu düşüncesini destekler nitelikte. Endeksin yükselmesi, gelişen ülke tahvil faizlerinin düştüğünü gösteriyor. 20 Ocak – 21 Mart tarihleri arasında gelişen ülke tahvil faizleri gerilemiş, küresel ekonomik gelişmelerin yarattığı risk düşmüştü. Ancak Fed üyeleri, Mart ayı itibarıyla “küresel ekonomik gelişmelerden kaynaklı risklerin sürdüğünü” ifade ediyor.



Fed Karar Alma Mekanizması
Fed karar alma mekanizması on üyeden oluşan Federal Açık Piyasa Komitesi’nden (FOMC) oluşuyor. Karar oy çokluğu esasıyla alınıyor. FOMC’nin on üyesinden dördü her yıl rotasyona tabi tutuluyor. Yönetim kurulu üyeleri ve New York Fed Başkanı komitenin daimi üyesi iken, Bölgesel Fed üyelerinin oy hakkı her yıl değişiyor.

Daimi Üyeler
Janet L. Yellen (Başkan)
Stanley Fischer (Başkan Yardımcısı)
Lael Brainard (Fed Yönetim Kurulu Üyesi)
Jerome H. Powell (Fed Yönetim Kurulu Üyesi)
Daniel K. Tarullo (Fed Yönetim Kurulu Üyesi)
Willam C. Dudley (New York Fed Başkanı)

2016’da Oy Hakkı Bulunan Bölgesel Fed Üyeleri
James Bullard (St. Louis Fed)
Loretta J. Mester (Cleveland Fed)
Eric Rosengren (Boston Fed)
Esther L. George (Kansas Fed)

15-16 Mart Toplantısında Fed Üyelerinin Faiz Tahminleri
Fed üyeleri, Mart ayı toplantı metninin ekinde faiz tahminlerini sundu. Üyeler, iki toplantıda bir faiz tahminlerini sunmakta. Aralık 2015 toplantısında 2016 yılı sonunda faizlerin %1,375 oranında olacağı tahmin edilirken, Mart toplantısında bu tahmin %0,875 seviyesine geriledi. Böylelikle, 2016 yılında “iki faiz artışı” beklendiği görülüyor.

Ancak, tahminler tüm üyeleri kapsadığı için, oy hakkı olan üyelerin tahminini ayrıştırmak mümkün değil. Bloomberg tarafından yapılan çalışma, faiz tahminlerinin hangi üyeye ait olduğu hakkında ipucu veriyor. Bloomberg Intelligence tarafından yapılan çalışma, Fed üyelerinin basın açıklamalarına dayanmakta. Oy hakkı bulunan üyeler, grafikte turuncu renkle gösterilen bölgede yoğunlaşmış durumda. Üyelerin 2016 yılı içinde en fazla iki faiz artırımı beklediği görülüyor.

Kaynak: Bloomberg

Sonuç ve Değerlendirme
ABD ekonomisinde istihdam ve enflasyon verileri faiz artırımını destekliyor. Fed üyeleri küresel ekonomik gelişmeler dolayısıyla faizleri “sadece kademeli” olarak artırıyor. Faiz artırım sürecinin hızı elbette ekonomik gelişmelere bağlı. Fed, ekonomik verilere bağlı olarak faiz artırımını her toplantıda gerçekleşebilir. En son faiz tahminlerinde oy hakkı bulunan üyelerin tahminlerinin “diğer üyelere göre daha düşük” olması nedeniyle, ikinci faiz artışı daha geç yapılabilir. Bu durumda Eylül ve/veya Aralık toplantısında 25 baz puan olmak üzere, 2016 yılı içinde iki faiz artırımına gidilmesi beklenebilir.

Deniz Kahraman

22 Mart 2016 Salı

Borsa İstanbul'da Mola

Piyasalar güne Belçika’nın Başkenti Brüksel’de meydana gelen terör saldırılarıyla başladı. Havalimanı ve Metro’da meydana gelen saldırılar sonrasında Avrupa alarm durumuna geçti.  Brüksel, Avrupa Komisyonu, AB Bakanlar Konseyi ve Avrupa Parlamentosu gibi Avrupa Birliği’nin resmi organlarına ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda NATO Merkez Karargâhı da Brüksel’de.

Brüksel’de meydana gelen olay sonrasında, Eurostoxx 600 endeksi %1’e yakın değer kaybederken, Avrupa Borsaları’nda yaşanan satış dalgası BIST100 endeksinin günün ilk yarısında %1,99 oranında gerilemesine neden oldu.


Borsa İstanbul 15 Şubat – 22 Mart tarihleri arasında yaklaşık %20 yükseldi.

Borsa İstanbul’u 70.000 seviyesinden 83.500 seviyesine taşıyan gelişmeler şunlardı;
1)  Fed’den 2016 yılında daha az sayıda faiz artışı beklenmesi
2) 5 Mart 2016 tarihinde, Çin Ulusal Halk Kongresi’nde Çin ekonomisini desteklemeye yönelik kararlı adımların sunulması
3) Çin ekonomisine yönelik iyimser havayla birlikte emtia fiyatlarının yükselişi
4) Emtia fiyatlarının yükselişiyle birlikte TL ile korelasyonu yüksek emtia paralarının (AUD, CAD, NZD) değer kazanması
5) Şubat – Nisan döneminde Türkiye’de enflasyonun düşeceği yönünde beklentilerin, tahvil faizlerini aşağı çekmesi

25 işlem gününde %20 oranında yükselişe tekabül eden harekette, yorgunluk işaretleri gelmeye başladı. Yükselişi destekleyen sebeplerde keskin bir dönüş sinyali henüz yok. Fakat, üst üste gelen yurtiçi ve yurtdışı terör olayları, Fed üyelerinden Nisan veya Haziran ayında faiz artırımına dair gelen açıklamalar endeksin 84.000 hedefine yakın seviyeden geri dönmesine sebep oldu.

1 yıllık mevduat faizinin %11 seviyesinde olduğu konjonktürde Borsa İstanbul’da yaşanan %20’lik prim azımsanamaz. Her yükselişin doygunluk noktasına ulaşması kaçınılmaz olduğuna göre, yaklaşık bir ayda yakalanan kazancın realize edilmesi de makul karşılanmalı.

Teknik analiz açısından yaşanan hareketi değerlendirdiğimizde:

Aşağıdaki grafikte, 3 temel seviyeden söz edilebilir.
1) BIST100 endeksi 79.950 seviyesi üstünde kaldığı sürece, bir kez daha 83.500 direnci test edilebilir. Burada koşul, gün sonu kapanışların 79.950 seviyesi üzerinde olmasıdır.
2) Borsa İstanbul’da 79.950 seviyesi altına inilmesi durumunda, endekste yükselişin sona erdiğini varsayabiliriz. Bu ihtimalde 78.780 seviyesini destek seviye olarak takip edeceğiz.
3) Yaşanan geri çekilmeyi hareketli ortalamalarla takip etmek durumundaysak, 55 periyotluk hareketli ortalamayı izlemekteyiz. Bu hareketli ortalama 80.820 seviyesine karşılık geliyor. 80.820 seviyesi endeksin geri çekilmesinin devamı halinde destek olarak gördüğümüz diğer bir seviyedir.

3 Temel Seviye
Güçlü Direnç: 83.500           
Ara Destek: 81.600
Güçlü Destek: 79.950

Hareketli Ortalamalar
55 Saatlik Ortalama: 80.820
144 Saatlik Ortalama: 78.780


Deniz Kahraman

Fed ve İşsizlik

ABD istihdam piyasası, küresel finans krizi sonrasında önemli ölçüde aşama kaydetmiş durumda. Fed, istihdam piyasasında “gelişmenin sürmesi” durumunda, verilere bağlı olarak “herhangi bir toplantıda” faiz artırımına devam edebilir. 15-16 Mart tarihinde yayınlanan Fed/FOMC toplantı metni, istihdam piyasasının güç kazandığına işaret ediyor.


ABD’de işsizlik Şubat ayında %4,9 oranında sabit kaldı. ABD kongre bütçe ofisi, tam istihdam seviyesine ulaşılacak işsizliği (NAIRU) %4,8 oranında tanımlamakta. Grafikte, on yıllık dönemde işsizlik oranı gösteriliyor. İşsizlik, 2008 yılında yaşanan küresel finans krizinden bu yana gerilemeye devam ediyor.


Kaynak: St. Louis Fed

2016 İşsizlik Tahminine Nasıl Ulaşılabilir?
İşsizlik oranı, Şubat ayı itibarıyla %4,9 seviyesinde. Tarım dışı istihdam rakamı ise, son 12 aylık dönemde aylık ortalama 226 bin kişi arttı. Grafikte, tarım dışı istihdam değişiminde 12 aylık dönem gösteriliyor.

Fed üyeleri, 2016 yılında ABD işsizlik oranını %4,6-4,8 aralığında öngörüyor. İşsizlik oranının 2016 yılı sonunda %4,6 seviyesinde gerileyebilmesi için, aylık ortalama 160.000 yeni iş yaratılması gerekiyor. Atlanta Fed tarafından oluşturulan hesaplama modeliyle bu rakama ulaşılabiliyor. Model, hedeflenen işsizlik oranına erişebilmek için aylık bazda yaratılması gereken istihdamı gösteriyor.

Deniz Kahraman

18 Mart 2016 Cuma

TCMB Faiz Kararına Doğru

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantısı sonuçları 24 Mart Perşembe günü açıklanıyor. TCMB en son toplantıda politika faizini değiştirmemişti.

Politika Faizi: %7,50 (Önceki: %7,50)
Borçlanma Faizi: %7,25 (Önceki: %7,25)
Marjinal Fonlama Faizi: 10,75% (Önceki: 10,75%)

Son Durum:
1) Para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır.
2) TCMB getiri eğrisini yataya yakın tutarak likidite koşullarını sıkı tutmaya devam etmektedir.
Şubat ayında TÜFE yıllık bazda %8,78 seviyesine geriledi (Ocak: %9,58). 2015 yılı Ocak ve Nisan ayları arasında enflasyonun 11 yıllık ortalama üstünde olması nedeniyle, Mart ve Nisan’da enflasyon baz etkisiyle gerilemeye devam edebilir. TCMB üyeleri de Şubat ayından itibaren enflasyonun düşüş trendine girmesini bekliyor.
3) TCMB para politikası açısından I endeksinin 3 aylık hareketli ortalamasını takip ediyor. Şubat ayı itibarıyla ortalama %9,62 seviyesine yükseldi (Ocak: %9,45).
4) TCMB üyeleri, enflasyon beklentilerinde 12 aylık dönemi para politikası açısından yakından izliyor. Şubat ayı Beklenti Anketi’nde 12 ay sonrası TÜFE beklentisi %7,96 seviyesinde gerçekleşti. 21 Mart Pazartesi günü açıklanacak ankette, 12 ay sonrası TÜFE beklentisinin gerilemesi durumunda, TCMB faiz indirimi yönünde adım atabilir.
5) Küresel para politikaları, destekleyici olmaya devam ediyor. Son toplantıdan bu yana, Avrupa Merkez Bankası, oldukça kapsamlı bir parasal genişleme paketi açıkladı. Fed, küresel ekonomik gelişmelerden duyduğu endişeyle faiz artırım tahminlerini düşürdü.

Getiri Eğrisi Yataya Yakınsıyor
Getiri eğrisi, borçlanma araçlarının faiz oranlarıyla vadeleri arasındaki ilişkiyi göstermektedir.
1) Artan eğimli getiri eğrisi, uzun vadede enflasyonda artış beklentisi içinde olunduğunu, bu nedenle uzun vade için daha yüksek faiz talep edildiğini göstermektedir.
2) Azalan eğimli getiri eğrisi, uzun vadede enflasyonda düşüş beklendiğini, bu nedenle kısa vadeli faizlerin uzun vadeli faizlerden yüksek olduğunu göstermektedir.
3) Yatay getiri eğrisi ise uzun vadeli faizlerle kısa vadeli faizlerin yakın olduğunu göstermektedir. Bu durum enflasyon beklentilerinin istikrarlı olduğunu göstermektedir. MB tarafından tercih edilen bir durumdur. TCMB kısa vadeli faizleri kontrol ederek getiri eğrisi üzerinden fiyat istikrarını sağlamayı amaçlamaktadır.

Aşağıdaki grafikte, kırmızı renkle 17 Mart’a ait getiri eğrisi gösteriliyor. Küresel piyasalardaki iyimser hava ve enflasyonun düşmesiyle getiri eğrisi 23 Şubat 2016 tarihine göre aşağı doğru kaydı. Bu durum, enflasyon beklentilerinin düştüğünü göstermekte.

Kaynak: Rasyonet


TCMB 24 Mart tarihli toplantıda, küresel para politikalarından destekle faiz koridorunun üst bandında indirime gidebilir. MB üyeleri, mevcut likidite koşullarında “daha dar“ bir faiz koridorunun kabul edilebilir olacağını ifade edebilir.

Deniz KAHRAMAN

16 Mart 2016 Çarşamba

Fed/FOMC Bilgi Notu (Mart 2016)

Fed faiz kararını 16 Mart Çarşamba günü saat 20:00’da açıkladı. Fed Başkanı Janet Yellen 20:30’da basın toplantısını gerçekleştirdi.

15-16 Mart Fed/FOMC Toplantısından Notlar
1) Fed, faizleri %0,25-0,50 seviyesinde sabit tuttu.
2) Komite üyeleri, ekonomik koşulların "sadece kademeli" faiz artışlarını desteklediğini ifade ediyor.
3) Fed üyeleri,  ekonomik büyüme, enflasyon ve işsizlik oranı tahminlerini güncelledi. Büyüme ve enflasyon tahmini "aşağı yönlü" olarak revize edildi.
4) Toplantı metninin ekinde sunulan "dot-plot" çalışması, Fed üyelerinin faizleri yıl sonunda hangi seviyede gördüğünü gösteriyor. Aralık'ta sunulan çalışma, 2016 yılında "dört" faiz artışına işaret etmekteydi. Mart'ta ise, 2016 yılında "iki" faiz artışı beklendiği görülüyor.
5) Fed, para politikası "destekleyici" olmaya devam edecek.
6) Fed üyelerinden hiçbiri, enflasyonu gelecek 3 yılda %2 üstünde görmüyor.

Deniz KAHRAMAN

15 Mart 2016 Salı

Yellen Rüzgarı

Fed faiz kararını 16 Mart Çarşamba günü saat 20:00’de açıklayacak. Fed Başkanı Janet Yellen 20:30’da ekonomik projeksiyonları açıklamak ve soruları cevaplamak üzere kürsüde olacak.

26-27 Ocak Fed/FOMC Toplantısından Notlar;
1)  Fed enflasyonun %2 hedefine doğru ilerlediğinden “oldukça emin” olduğu için ilk faiz artışına Aralık 2015 toplantısında başlamıştır.
2) Komite üyeleri tarafından Ocak’ta aşağı yönü risklerin arttığına dikkat çekilmişti. Böylelikle çıkış sürecinin “daha geniş bir takvime yayılması” beklenebilir.
3) Düşen emtia fiyatları ve finansal piyasalarda artan risklerin ABD ekonomisi üzerinde risk yarattığına dikkat çekildi.
4) Fed üyeleri Aralık’ta 2016 yılında dört faiz artışı yapılmasını beklemekteydi.
5) İstihdam piyasasına yönelik göstergeler “cesaret verici” olarak tanımlanırken, harcamalar ve üretim verilerinin “hayal kırıklığı yarattığı” kaydedilmişti.
6) Fed üyelerine göre, enerji fiyatlarının “daha fazla düşüşü” ve doların “daha fazla değer kazanması” enflasyonun %2 hedefine daha geç ulaşmasına neden olabilir.
7) Ocak ayı toplantısında, bazı komite üyeleri, ikinci kez faiz artışına başlamadan önce enflasyonun %2 hedefine ulaşacağı yönünde “daha fazla kanıt” görmek istediğini ifade etmişti.

Faiz Vadeli Kontratları
Fed faizlerine ilişkin piyasa beklentisine, faiz vadeli kontratlarından ulaşmak mümkün. 14 Mart itibarıyla, faiz vadeli kontratları (FFR Futures) Mart’ta faizlerin artırılmasına %4 ihtimal veriyor. İhtimal, 1 ay önce %2 seviyesindeydi. Haziran’da faiz artırım ihtimali ise %50,8. 1 ay önce ihtimal %11,6 seviyesindeydi. Grafikte, ikinci faiz artışının Haziran’da yapılma ihtimalinin bir ay öncesine oranla yükseldiği görülüyor.


Bu durum, piyasalarda yaşanan oynaklığın ekonomik görünüm üzerindeki etkilerinin, piyasa tarafından “geçici” olarak değerlendirildiğini gösterebilir.

Kaynak: Bloomberg

Doların Değeri
Fed üyeleri, doların değerini yakından izliyor. Burada izlenmekte olan, ticaret ağırlıklı dolar endeksi. Ticaret ağırlıklı dolar endeksinin hesaplanmasında, ticaret hacmi dikkate alınıyor. Endeks, ABD’nin önemli ticari ortaklarının para birimlerine karşı, doların değerini ölçmekte. Aşağıdaki grafikte, doların Haziran 2014’ten bu yana hızla değer kazandığı görülüyor. Doların değer kazanmaya devam etmesi, ithal malların fiyatının düşmesine, dolayısıyla da enflasyonun düşüşüne neden olmakta. Fed üyeleri durumu endişe kaynağı olarak değerlendirmekte.


16 Mart’tan Ne Beklenmeli?
1) Fed üyeleri, ekonomik büyüme, enflasyon ve işsizlik oranı tahminlerini güncelleyecek. Ekonomik büyüme ve/veya enflasyon tahmininin aşağı çekilmesi durumunda dolar değer kaybedebilir. İşsizlik oranı tahminin aşağı çekilmesinde ise dolar değer kazanabilir.
2) Toplantı metninin ekinde sunulacak “dot plot” çalışması, Fed üyelerinin faizleri yılsonunda hangi seviyede gördüğünü gösteriyor. Aralık 2015’te sunulan çalışma, 2016 yılında “dört” faiz artışına işaret etmekteydi. Mart’ta ise, 2016 yılında “daha az sayıda” faiz artışı bekleniyor olabilir. Bu durumda dolar değer kaybedebilir.
3) Piyasalarda yakın dönemde yaşanan oynaklık, Fed’in çıkış sürecini “daha geniş bir takvime” yaymasına neden olabilir.
4) Bütün bu gelişmeler ışığında, Fed üyelerinin faiz tahminini aşağı çekmesi sonrasında doların değer kaybetmesi beklenebilir.

Deniz KAHRAMAN

7 Mart 2016 Pazartesi

Draghi ve Bazuka Etkisi


Avrupa Merkez Bankası (ECB) para politikası kurulu toplantısına ilişkin sonuçlar, 10 Mart Perşembe günü saat 14:45’te açıklanacak. ECB Başkanı Mario Draghi’nin basın toplantısı 15:30’da düzenlenecek.

ECB 3 Aralık 2015 tarihinde, mevduat faizini 10 baz puan indirerek, -0,30% seviyesine çekmişti. Varlık alım programını Eylül 2016’dan Mart 2017’ye uzatmıştı. ECB %2 enflasyon hedefine ulaşana kadar, aylık bazda 60 milyar euro tutarında varlık alım programına devam edeceğine dikkat çekmişti.

21 Ocak 2016 tarihinde düzenlenen toplantıda, faizlerde değişikliğe gidilmemişti. ECB Başkanı Mario Draghi, gerekmesi durumunda tüm politika araçlarını yeniden gözden geçirebileceğini ifade etmişti.

10 Mart Toplantısında Neler Beklenmeli ?
Enflasyonun zayıf seyri, Avrupa Merkez Bankası’nı yeni bir hamle yapmaya zorluyor.


Euro Bölgesi enflasyon oranı, petrol fiyatının düşüşüyle Şubat ayında yeniden negatif bölgeye geriledi. Aşağıdaki grafikte enflasyonun yıllık değişimi gösteriliyor. Şubat’ta TÜFE’nin (HICP) yıllık bazda %0,20 düştüğü görülüyor.


ECB, 10 Mart Perşembe günü para politikası kurulu toplantısında, mevduat faizini 10 baz puan daha indirerek -%0,40 seviyesine çekebilir. Mevduat faizinde bankacılık sektörünü destekleyici yönde ikili-mevduat faizi (two-tier deposit rate) uygulamasına geçilebilir. Bu uygulama, farklı finansal kuruluşlara farklı mevduat faizi uygulaması anlamına gelmektedir.

Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin %98’i ECB’nin harekete geçeceğini düşünüyor. Katılımcıların tamamı mevduat faizinde indirim beklerken, %73’ü varlık alım programının miktarının artırılacağını (60 milyar euro) ve/veya vadesinin uzatılacağını (Mart 2017) düşünüyor.

ECB politika faizinden (-%0,30) daha yüksek faize sahip menkul kıymetler, varlık alım programı kapsamında satın alınabiliyor. Bu toplantıda, faiz tabanının kaldırılması olası.

Beklenti:

Mevduat Faizi: 10 baz puan daha indirilebilir. (-%0,30)
İkili Mevduat Faizi: Uygulamaya alınabilir.
Politika Faizi: Sabit kalabilir.
QE (Varlık Alım Programı) Süresi: Uzatılabilir (Mart 2017)
QE Miktarı: Artırılabilir (60 milyar euro)
QE Faiz Tabanı: Kaldırılabilir (-%0,30)

Piyasa Etkisi:
Senaryo 1: (Sürpriz Değil) Mevduat Faizi 10 baz puan indirilir + QE süresi ve miktarı uzatılır

Bu beklenti gerçekleşirse, piyasalar tarafından sürpriz bir hamle olarak düşünülmeyeceği için,
Avrupa borsaları hafif değer kaybedip, Euro/Dolar paritesi hafif yükselebilir.

Senaryo 2: (Bazuka Etkisi) Mevduat Faizi 10 baz puan/daha fazla indirilir + QE süresi ve miktarı uzatılır + QE faiz tabanı kaldırılır + standart dışı ek parasal teşvikler uygulamaya alınır.

Bu beklenti gerçekleşirse, piyasalar tarafından şu an için satın alınmadığından dolayı, sürpriz olarak değerlendirilebilir. Avrupa borsalarında hızlı yükselişlere, Euro/Dolar paritesinde 1.0800 seviyesi altına inilmesine neden olabilir.


Deniz Kahraman