Deniz Kahraman: 2014

22 Aralık 2014 Pazartesi

Fed ve Kuyruk Riski

ABD Merkez Bankası 2008'den bu yana güçlü bir genişlemeci para politikası izliyor. 2011 yılının ortalarında tasarlanan çıkış planı Mayıs 2013 toplantısında yeniden masaya getirilmişti.

2015 yılı ise kuvvetle muhtemel ki çıkış programının ikinci aşaması olan faizlerin artırılacağı dönem olacak..

Çıkış planına ilişkin olarak..
2015 yılı itibariyle Rusya ve Yunanistan kaynaklı olası gelişmeler uluslararası politik sistem açısından "kuyruk riski" teşkil edebilir. Tartışılan riskler çok büyük ölçekte geniş coğrafyaları etkisi altına alır da ABD ekonomisini yeniden resesyona doğru sürükler ise, Fed yeniden varlık alım programını dahi başlatabilir. Fed eski Başkanı Ben Bernanke, bir basın toplantısında varlık alım programı azaltıldığı gibi yeniden artırılabilir de ifadesini kullanmıştı.

En nihayetinde, ABD ekonomisi derin bir resesyon tehlikesiyle karşı karşıya kalması durumunda Fed agresif adımlarla "çöküş önleme" konusunda görevde olabilir. Fed varlık alım programından çıkış sürecinde hazine tahvillerinin %20'sini, Mortgage Destekli Menkul Kıymetlerin (MBS) %30'unu vadesine kadar tutabilir.

Ekim ayı toplantısında St. Louis Fed Başkanı James Bullard, varlık alım programının azaltılmasının durdurulması konusunda görüş bildirmişti. Görüşte 5y/5y forward breakeven rate, enflasyon bekleyişlerinin zayıflığı gerekçe gösterilmişti. San Francisco Fed Başkanı John Williams ise para politikasında daha "geleneksel" para politikası araçlarının kullanılması konusundaki düşüncelerini ifade etti. New York Fed Başkanı William Dudley ise, Fed'in finansal piyasalardaki rolünü "daha hafife" alarak, kısa dönemli fiyat hareketleri Fed'in makroekonomik hedefleriyle çok yakından ilişkili değil açıklamasında bulundu.

Genişlemeci para politikası uzun dönemli faizleri sözlü yönlendirmeyle baskı altında tutmakta, mortgage piyasasını desteklemekte ve finansal kuruluşları da genişlemeci olmak konusunda cesaretlendirmektedir.

Deniz KAHRAMAN

19 Aralık 2014 Cuma

İsviçre Euro'yu Yıkabilir

İsviçre Merkez Bankası 18 Aralık itibariyle aldığı kararla bilançosunda bulunan mevduatlara -0,25% negatif mevduat faizi uygulayacak. Karar temelde Frank'ın değer kazanmasına istinaden alınmış bir önlem.  Alınan önlem "Euro istenmeyen para mı?" düşüncesine neden oluyor.
Çalışmada kısa bir "beyin jimnastiği" yapacak olası sonuçları değerlendireceğiz.

Karar Özeti
1) Son günlerde yaşanan gelişmeler güvenilir varlıklara talebi artırıyor. Bu durum da CHF'nin değerlenmesine neden oluyor.
2) Euro/Frank paritesinde 1.20 seviyesine bağlılık sürecek.
3) SNB gerekmesi durumunda "limitsiz tutarda" döviz almaya hazır.

Piyasaya Olası Etkileri?
1) Fed cephesi yakın dönemde daha şahin olabilir.
2) ECB Ocak itibariyle varlık alım programını genişletebilir.
3) ECB'nin daha güvercin, Fed'in daha şahin olduğu denklem Euro'yu değersizleştirebilir.
4) Yunanistan'da erken seçim ihtimali günden güne artıyor.
5) Yunanistan'da olası yeni politik zemin Euro'dan çıkma tartışmalarını gündeme getirebilir.
6) SNB Euro'da muhtemel değer kaybından korunmak için rezerv çeşitlendirmesine gidebilir.
7) Negatif mevduat faizi hamlesiyle yabancı bankalar Euro mevduatlarını çekebilir.

Yabancı bankalar SNB'de tuttukları frank cinsi mevduatını Euro'ya dönerek çekebilir. SNB'nin 2014 3. çeyreği itibariyle 522 milyar frank büyüklüğündeki bilançosunun 471 milyar franklık kısmı döviz rezervinden oluşuyor. Döviz rezervlerinin ağırlığı %45 Euro, %27 Dolar, %9 JPY, %7 GBP olmak üzeredir.

Döviz kurlarının frank karşısında değer kaybı bankanın kar transferini güçleştirebilir. Böylelikle de kar payı transferi sağlanan yerel yönetimler (kanton) mali açıdan zarara uğrayabilir.

SNB Altın rezervlerinin artırılmasının oylandığı referandum öncesinde rezerv yapısı açısından çekincelerini paylaşmıştı. Çalışmamızda konuyu özetlemiştik.

SNB negatif mevduat faizinin kazandırdığı zamanla, rezervlerini yeniden gözden geçirme fırsatı bulabilir. Euro'nun değer kaybetmesinin beklendiği bir ortamda Euro varlıklarını azaltarak, Dolar varlıklarını artırabilir.

SNB'nin negatif faiz aksiyonu kaynaklı olarak yatırımcıların ve Banka'nın Euro satma ihtiyacı Euro üzerinde ek aşağı yönlü baskı yaratabilir.
ECB 2015 yılının ilk aylarında varlık alım programını "daha da" genişletebilir.
3 Trilyon Euro hedefine ulaşmak hayli "zorlu" bir yolculuk olabilir.

Fed'in faiz artırımına günden güne yaklaşılması Euro'nun "bir süre daha" zayıf kalmasını sağlayabilir.
Rusya faktörü Bölge'nin "cari fazla" desteğini uzunca bir süreden bu yana çekmiş olabilir.
SNB Euro üzerinde "ek baskı" yaratabilir.

1.22 seviyesi "önemle" izlenebilir.
Daha sonrası açısında, 10 yıllık dönem bizlere "1.17" seviyesini gösterebilir.

Deniz KAHRAMAN

18 Aralık 2014 Perşembe

Fed Sabrediyor, Şimdi Ne Olacak?

Aralık 2013'de uygulamaya konulan ilk aşamanın ardından tam olarak bir yıl sonra, Fed, piyasalara bir Aralık dejavusu yaşatarak sözlü yönlendirmesinde değişikliğe gitti.

ABD Merkez Bankası 2008'den bu yana güçlü bir genişlemeci para politikası izliyor. 2011 yılının ortalarında tasarlanan çıkış planı Mayıs 2013 toplantısında yeniden masaya getirilmişti. Piyasalar ise sürecin nasıl yönetileceğinden duyduğu kaygıyla adeta şoka uğramıştı.

Çıkış stratejisinin üç aşaması
Çıkış stratejisi üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama likiditenin artış hızının yavaşlatılması, ikinci aşama faizlerin artırılması, üçüncü aşama ise repo yoluyla likiditenin geri çekilmesi. Çıkış stratejisinin ilk aşaması olan, likiditenin artış hızının yavaşlatılması aksiyonuna 17-18 Aralık 2013 toplantısında geçildi.

1) Bir devir kapandı, Tahvil Alım Programı Bitti! (Ekim 2014)
Küresel finans krizinden bu yana devam ettirilen tahvil alım programlarının üçüncü turu (QE3) Ekim 2014 itibariyle sonlandı. Fed QE3 kapsamında 1.6 trilyon dolar büyüklüğünde hazine tahvili ve mortgage destekli menkul kıymet almıştı.

2) Oyuncu Değişikliği "Patient" (Aralık 2014)
ABD Merkez Bankası, Aralık 2014 itibariyle sözlü yönlendirmesinde değişikliğe gitti. Daha önceleri varlık alım programı tamamlandıktan sonra da faizlerin "hatırı sayılır süre" (considerable) boyunca düşük tutulacağı ifadesi toplantı metninde ikinci plana düştü.

Yeni ifademiz Fed'in faizlerin artırılması hususunda "sabırlı" (patient) bir duruş sergileyeceği oldu. FOMC sonuçları açıklanmadan tam 5 saat önce yayınladığımız notta konuya dikkat çekilmişti.

3) Faizler ne zaman artacak? (...)
Fed üyeleri ilk faiz artırımının zamanlamasına ilişkin olarak 2015 yılı içinde belirsiz bir tarihe işaret ediyor. Ancak Fed Başkanı Janet Yellen, basın toplantısının soru cevap bölümüne gelindiğinde bizlere bir sürpriz açıkladı. Komitenin "sabırlı" olacağı ifadesi faizlerin bir kaç toplantı daha artmayacağı anlamına gelir ifadesini kullandıktan sonra, bir kaç toplantının iki toplantıya karşılık geldiğini ifade etti.

Piyasa katılımcılarının ise ağırlıklı görüşü faizlerin 2015 yılının ilk yarısında artacağı yönünde. Yellen'ın ifadeleriyle beklentileri birleştirdiğimizde 28-29 Nisan toplantısı ilk faiz artırımının masaya yatırılacağı tarih olabilir.

Çıkış programının üçüncü aşaması olan likiditenin ne zaman ve nasıl geri çekileceği hususu ise daha karmaşık bir konu.

4) Likidite ne zaman ve nasıl geri çekilecek?
Fed, likiditenin geri çekilmesi aşamasında olası negatif etkileri hafifletmek maksadıyla hassas davranabilir. Şu an somut olarak ifade edilen iki politika aracını ise, IOER (Mevduat Faizi) ve ON/RRP (Gecelik Ters Repo) olarak tanımlayabiliriz. IOER temel olarak bankaların Fed hesaplarında tuttukları paraya verilen faiz olarak ifade edilebilir. Fed bu faiz oranını artırarak bankalardan daha fazla likidite çekebilir.

Diğer yandan ise, New York Fed tarafından Eylül 2013 tarihinden beri test edilen gecelik ters repo operasyonu favori araçlardan biri olacak gibi görünüyor. Yakın geçmişte NY Fed karşı taraf limitini 10 milyar dolardan 30 milyar dolara yükseltmişti. Bu aksiyon test edilen aracın başarılı olduğu yönünde değerlendirilebilir.

Ekim ayı Fed/FOMC toplantısının hemen ardından %0,05 olarak uygulanan gecelik ters repo faizi Aralık'tan itibaren %0,10 olarak artırılmıştı. Böylelikle piyasa yapıcı bankaların operasyona katılmak konusunda teşvik edilmesi sağlanmış olabilir.

Sonuç ve Özet (?)
Özetle; paranın maliyetinin ilerleyen dönemde artacak olması, fon ihtiyacı olan gelişen piyasaların ev ödevlerini de yerine getirmelerini ortaya çıkarıyor. Artık para daha seçici olabilir. Ancak, Fed konuyu bir orkestra şefi edasıyla başarıyla yöneteceğine inandırmak konusunda başarılı olursa, süreç sanıldığı kadar da sancılı geçmeyebilir.

Yellen ifadeleri arasında şu hususu da belirtmeden geçmek olmaz..
"Para politikası çok uzun süre boyunca genişlemeci olmaya devam edecek."

Deniz KAHRAMAN

Fed'den Yeni Şifre

ABD Merkez Bankası, Aralık 2014 itibariyle sözlü yönlendirmesinde değişikliğe gitti. Daha önceleri varlık alım programı tamamlandıktan sonra da faizlerin "hatırı sayılır süre" (considerable) boyunca düşük tutulacağı ifadesi toplantı metninde ikinci plana düştü. Artık Fed'in faizlerin artırılması hususunda "sabırlı" bir duruş sergileyecek.

"Considerable Patience"
2004 yılında Greenspan döneminde "patient" ifadesi toplantı metnine eklendikten 6 ay sonra faiz artırımına başlanmıştı.

Toplantı metninde enflasyonda son geri çekilme petrol fiyatlarına bağlı geçici bir faktör olarak ifade edildi. Başkan Janet Yellen, 2004 sürecinin şu andan farklı olduğunu ifade etti.

Daha önceleri piyasaların Fed tahminlerinin gerisinde kalması tartışma konusuydu. Fed Aralık ayı itibariyle yayınladığı "dot chart" çalışmasında piyasa fiyatlamasına yakınsadı. Grafikte turuncu renkle Fed faiz vadeli kontratları gösterilmektedir. Siyah renkle ise Aralık 2014 medyan faiz tahmini yer alıyor.
Çıkış programının detaylarına ilişkin fazlasıyla ipucu sunması beklenen Aralık ayı toplantı tutanakları ise 7 Ocak'ta açıklanacak. Takvimleri ayarlamak iyi olabilir..
Deniz KAHRAMAN

17 Aralık 2014 Çarşamba

Fed Oyuncu Değişikliği Yapabilir

ABD Merkez Bankası'nı izleyenlerin çoğunluğu "considerable time", hatırı sayılır süre, ibaresinin 16-17 Aralık toplantısı itibariyle yeni bir isim alacağını düşünüyor. İlk faiz artırımının zamanlamasına ilişkin ise 2015 ortaları gibi daha somut ifadeler bekleniyor.

Akşam itibariyle "considerable time"ifadesi yerini "patient" ifadesine bırakabilir. Söz anlamı itibariyle Fed faizleri artırmadan önce "sabırlı"olacağını bu sözle ifade edebilir. NY Fed Başkanı William Dudley, WSJ'ye geçen haftalarda verdiği röpörtajında"considerable time" ifadesini kullanmaktan kaçınmış, faizlerin artırımı konusunda "patient" ifadesini kullanmıştı.

Sözlü yönlendirmeye değişiklik getirilmesi durumunda Fed Başkanı Janet Yellen 21:30 itibariyle gerçekleştireceği basın toplantısında konuya açıklık getirebilir.

New York Fed tarafından düzenlenen Primary Dealer Anketi katılımcıları, "considerable time" ifadesinin Aralık toplantısında sözlü yönlendirme kapsamından çıkacağını ve ilk faiz artışına ilişkin olarak ipuçlarının verileceğini düşünüyor.

2004 deneyimi bizlere, ifadenin "patient" ile değiştirilmesiyle birlikte ilk faiz artışının altı ay sonra geldiğini gösteriyor.
Deniz KAHRAMAN

16 Aralık 2014 Salı

Fed ve Piyasaların Hatırı

Piyasaların gözü kulağı 16-17 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek Fed/FOMC toplantısından çıkacak sonuçlarda olacak. Fed/FOMC sonuçları 17 Aralık Çarşamba günü TSİ 21:00 itibariyle açıklanıyor..

Fed hatırlanacağı gibi, 2015 yılında faizlerin ilk artırılacağı döneme ilişkin olarak varlık alım programı tamamlandıktan sonra "hatırı sayılır süre" boyunca faizlerin düşük tutulacağı ifadesini kullanmaktaydı.

10-12 Aralık tarihleri arasında düzenlenen en son Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin ağırlıklı görüşü, söz konusu sözlü yönlendirmenin yerini daha farklı bir "ifade" alacağı yönünde.

Hatırı sayılır süre ifadesinin değişeceğini düşünenlerin oranı da hatırı sayılır bir oran olan %68 seviyesinde.

Diğer yandan, ilk faiz artışının ardından artırımların her toplantıda olacak şekilde yapılacağı düşünülüyor.
Ekonomistlerin %74'ü enflasyonun 2016 yılının ilk çeyreğine kadar %2 hedefine ulaşamayacağını düşünüyor.
Enflasyonda Beklentiler Kanadı Güçlenirken Fiyatlamaya Yansımıyor 
Fed Forward Breakeven Rate hesaplaması Fed'in çalışma raporlarından geliyor. 5y/5y Forward Breakeven Rate, yatırımcıların enflasyon beklentilerinin tahvil piyasasında fiyatlanmasını gösteriyor. Grafik enflasyonda beklentiler kanadı sözlü olarak yükselirken, fiyatlamanın henüz duruma eşlik etmediğini gösteriyor.

5y/5y Forward Brekeven Rate geri çekilmesi ekonomistler tarafından büyük oranda (%70) petrol fiyatlarındaki son geri çekilmeden ileri geliyor.

İstihdam piyasası iyi giderken enflasyon bu duruma eşlik etmemeye devam ederse, Fed'in konuya ilişkin cevabının ne olacağı sorusu soruluyor. Ekonomistlerin %41'i Fed'in zayıf enflasyon dolayısıyla ilk faiz artırımını öteleyeceğini düşünüyor.

Ancak enflasyona rağmen Fed'in faiz ilk faiz artırımına zaman kaybetmeden başlayacağını düşünenlerin oranı %59 seviyesinde..

Fed piyasaların "hatırını" kıracak mı?

Deniz KAHRAMAN

12 Aralık 2014 Cuma

Fed'in Seçimi

Piyasalar açısından gelecek haftada ekonomin gündemi oldukça yoğun olacak. En önemli gündem maddesi ise şüphesiz ki 16-17 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı olacak.

ABD'de son dönemde özellikle istihdam kanadında güçlü gerçekleşen sonuçların Fed tarafında bulacağı karşılık merak ediliyor.

Komite varlık alım programı tamamlandıktan sonra da, faizleri hatırı sayılır bir süre boyunca düşük tutacağını toplantı metninde taahhüt etmişti. Ekonomi ilerlemeye devam ettiği için söz konusu yönlendirmenin geçerliliğini yitireceği tartışılan konular arasında geliyor.

Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer ay başında yaptığı konuşmasında politika yapıcıların söz konusu ifadeyi politika metninden çıkarmaya yakın olduğunu ifade etmişti.

İstihdam piyasası nitelik ve nicelik olarak belli bir seviyeye erişmiş durumdadır. Ancak fiyatlar genel düzeyi için aynısını söylemek güç. Geri çekilen petrol fiyatları yakın dönemde enflasyon üzerinde aşağı yönde baskı yaratabilir. Diğer yandan ise, geri çekilen benzin fiyatlarıyla harcanabilir gelirin yükselmesiyle "daha uzun dönemde" enflasyon hedefine yakınsanabilir. Grafikte açıkça görülüyor ki, hedefin hala uzağında devam ediliyor.
Fed'in 2015 yılı itibariyle üye yapısını merak edenler için Türkiye'de sadece parahaberi.com'da yer alan "Fed Spectrometer" çalışması faydalı olabilir.

Deniz KAHRAMAN

9 Aralık 2014 Salı

Nijerya Petrol Tehdidi Altında


Nijerya Afrika'nın en hızlı gelişen ekonomileri arasında görülüyor. Sağlıklı nüfus yapısı, para politikasında teknokrat yapı ve petrol gelirleriyle birlikte umut vaadediyor.

Ancak yakın dönemde petrol fiyatlarının keskin şekilde düşmesiyle birlikte ülkenin başı dertte. Afrika'nın en büyük petrol üreticisi Nijerya'nın para birimi Naira (NGN) ise kaybeden para birimleri arasında geliyor.

2014 yılı itibariyle Boko Haram örgütünün ülkedeki faaliyetleriyle birlikte ülkeye yatırımcı bakışı bozulmuştu. 2009'dan bu yana Nijerya Merkez Bankası'nın başındaki isim Muhammad Sanusi'nin 2 Şubat 2014 itibariyle görevden ayrılması da yatırımcıların bakışını etkilemişti.

Nijerya ekonomisinin döviz girdisinin %95'i petrol ihracatından ileri geriyor. Ham petrol satışı ise Nijerya'da toplam ihracatın %85'ini oluşturuyor. İkincil sektörlerin zayıf olması ülke ekonomisini kırılgan duruma getiriyor. Petrol gelirlerinin daha fazla gerilemeye devam etmesi durumunda kamu finansmanında güçlüklerle karşı karşıya kalınabilir.

Nijerya Merkez Bankası 25 Kasım'da Naira'yı %8 devalüe ederek, yeni trading bandını 160-176 olarak belirlemişti. Diğer yandan ise Kasım 2011'den bu yana sabit tuttuğu politika faizini ise 100 baz puan artırarak %13'e yükseltmişti. Devalüasyon düşen döviz rezervlerinden kaynaklı risklerden korunmak için yapılmıştı. Dolar/Naira paritesi 184.40 seviyesine yükselerek gün itibariyle rekor seviyede.

RenCap analisti Yvonne Mhango gelecek aylarda 500 baz puan daha faiz artırımı beklerken, yıl sonunda USDNGN paritesinin 197 seviyesine ulaşacağını düşünüyor.

USDNGN 5 Yıllık Dönem

USDNGN 20 Yıllık Çeyreksel
2009 Dejavu?

Deniz KAHRAMAN

5 Aralık 2014 Cuma

Fed Faizleri Daha Erken Artırabilir

Federal Reserve'e yakınlığıyla bilinen Wall Street Journal muhabiri Jon Hilsenrath haberine göre, Fed ekonomistleri tarafından yapılan bir simülasyon faizlerin daha erken artabileceğine işaret ediyor.

Fed'in yeni "optimal kontrol çalışması" Kasım sonunda sonuçlandı. Çalışmaya göre 2014 yılının dördüncü çeyreği ilk faiz artışı için uygun tarih olarak ifade ediliyor. Faizlerin 2015'in son çeyreğinde 1,4%, 2016'nin son çeyreğinde 2,6%, 2017'nin sonuna kadar ise %3,5 seviyesine ulaşması tahmin ediliyor.

Optimal kontrol çalışmaları, Janet Yellen tarafından da dikkatle izleniyor. 2012 itibariyle yapılan çalışma ilk faiz artırımının 2015 sonrasında geleceğine işaret ediyordu. 2012 itibariyle yapılan çalışmaya mesnet teşkil eden değişkenler bir ölçüde değişim gösterdi. Örneğin işsizlik oranı Fed yöneticilerinin tahminleri ötesinde geriledi.
Deniz KAHRAMAN

1 Aralık 2014 Pazartesi

Petrol Volatilite Endeksi Nedir?

http://parahaberi.com/tr-TR/haberler/58031/petrol-volatilite-endeksi-nedir

Petrol Volatilite Endeksi (OVX) CBOE tarafından hesaplanmaktadır. Petrol vadeli kontratlarında beklenen oynaklık düzeyini göstermektedir. United States Oil Fund (USO) kapsamında yer alan Batı Teksas Petrol (WTI) vadeli kontratlarında 30 gün sonraki volatilite beklentisini gösteren bir göstergedir.

Petrol vadeli kontratları üzerine opsiyonların yükselmesi Petrol'de korunma ihtiyacının yükseldiğine işaret edebilir.
Grafik, OVX Volatilite (1 Yıllık Dönem)
OVX Endeksi tek başına gösterge kabul edilmese de bilgi amaçlı olarak izlenebilir. 1 yıllık dönemde WTI spot fiyatı ile korelasyon -0,22 gibi düşük bir değere karşılık geliyor.

Deniz KAHRAMAN

11 Kasım 2014 Salı

İsviçre Referandumu Neyi Oylayacak?

İsviçre 30 Kasım'da "Save our Swiss Gold" girişimiyle birlikte ortaya çıkan tartışmaları oylayacak. Söz konusu oylama temelde İsviçre Merkez Bankası'na ait olan Altın rezervinin korunmasını esas alıyor. Getirilecek kuralların İsviçre Merkez Bankası (SNB)'nın para politikasındaki etkinliğini zayıflatacağı düşünülüyor.

Düzenlemeyle Getirilecek Kurallar
1) SNB'nin Altın Rezervi, satılamaz.
2) SNB'nin Altın Rezervi, İsviçre'de tutulmak zorunda.
3) SNB'nin Altın Rezervi, belirli ve rezervlerin %20'sinden fazla olmak zorunda. (Mevcut %8)
4) İsviçre dışında bulunan rezerv iki yıl içinde ülkeye getirilecek.
5) İsviçre beş yıl içinde rezervlerinde Altın varlığını %20 seviyesine çıkarmak zorunda.

EURCHF Tabanını Korumak Zorlaşacak mı?
SNB 6 Eylül 2011'den bu yana alınan kararla, gerekmesi durumunda sınırsız döviz alarak EURCHF 1.20 tabanını koruyacağını taahhüt etmiştir.

Düşünceler;
1) Oylama sonucunda SNB'nin Altın yükümlülüğü ortaya çıkarsa, tabanı korumak konusunda eli zayıflayabilir.
2) SNB Altın varlıklarını satarak Euro alabilmekteydi.
3) Altın satması yasaklanırsa kaynak bulmakta zorlanabilir.
4) İlerleyen dönemde 1.20 seviyesi "kırmızı çizgi" olmaktan çıkabilir.
5) Spekülatörlerin EURCHF üzerindeki aşağı yönlü beklentileri buradan ileri geliyor.

SNB'nin en son para politikası kurulu toplantısı metninde, 1.20 seviyesinin taahhüt edilmeye devam edildiğini hatırlatalım.

İsviçre Merkez Bankası ise referandum öncesinde görüşlerini yazılı olarak ifade etmiştir. Yorumsuz olarak özetlemekteyim.

İsviçre Merkez Bankası Argümanları
İsviçre Merkez Bankası internet adresinde, Altın konusundaki girişimin neden zararlı olduğuna ilişkin fikirlerini yayınladığı iki sayfalık metinle ifade etmiştir.

Özet;
1) İsviçre Frangı'nın güçlü olması Altın rezervinden değil, para politikasından ileri gelmektedir.
2) SNB, kişi başına düşen en yüksek Altın rezervine sahiptir.
3) SNB, Altın rezervini satmak niyetinde değildir.
4) SNB, Altın rezervinin %70'i İsviçre'de saklanmaktadır. Ancak riskin çeşitlendirmesi maksadıyla farklı ülkelerde de tutulmaktadır.
5) SNB'nin sanıldığı gibi ABD'de Altın varlığı bulunmamaktadır.
6) Altın rezervine ayrılacak kaynak fiyat istikrarı hedefini sağlamayı güç hale getirecektir.
7) Altın rezervinin reel olarak bir dönemsel getiri sağlamaması durumu, bankanın karının transferini güçleştirecektir. Böylelikle de konfederasyon ve kantonlar mali açıdan zarara uğrayacaktır.

Yararlanılan Kaynak: http://www.snb.ch/
Deniz KAHRAMAN

30 Ekim 2014 Perşembe

Fed tahvil alımını durdurdu, şimdi ne olacak?

ABD Merkez Bankası 2008'den bu yana güçlü bir genişlemeci para politikası izliyor. 2011 yılının ortalarında tasarlanan çıkış planı Mayıs 2013 toplantısında yeniden masaya getirilmişti.

Çıkış stratejisinin üç aşaması
Çıkış stratejisi temelde üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama likiditenin artış hızının yavaşlatılması, ikinci aşama faizlerin artırılması, üçüncü aşama ise repo yoluyla likiditenin geri çekilmesi. Çıkış stratejisinin ilk aşaması olan, likiditenin artış hızının yavaşlatılması aksiyonuna 17-18 Aralık 2013 toplantısında geçildi.

1) Bir devir kapandı, Tahvil Alım Programı Bitti!
Küresel finans krizinden bu yana devam ettirilen tahvil alım programlarının üçüncü turu (QE3) Ekim sonu itibariyle sonlanacak. Fed QE3 kapsamında 1.6 trilyon dolar büyüklüğünde hazine tahvili ve mortgage destekli menkul kıymet almıştı.

2) Faizler ne zaman artacak?
Fed tarafından yayınlanan toplantı metninde faizlerin artırılacağı döneme ilişkin ifadeler hala açıklık durumda değil. Toplantı metninde varlık alım programı tamamlandıktan sonra da faizlerin hatırı sayılır süre boyunca düşük tutulacağı ifadesi yer alıyor. Fed üyeleri ilk faiz artırımının zamanlamasına ilişkin tahminlerinde ise 2015 yılı içinde belirsiz bir tarihe işaret ediyor.

3) Likidite nasıl geri çekilecek?
Fed, likiditenin geri çekilmesi hususunda olası negatif etkileri hafifletmek maksadıyla hassas davranmak zorunda. Şu an somut olarak ifade edilen iki politika aracını ise, IOER (Mevduat Faizi) ve ON/RRP (Gecelik Ters Repo) olarak tanımlayabiliriz. IOER temel olarak bankaların Fed hesaplarında tuttukları paraya verilen faiz olarak ifade edilebilir. Fed bu faiz oranını artırarak bankalardan daha fazla likidite çekebilir.

Diğer yandan ise, New York Fed tarafından Eylül 2013 tarihinden beri test edilen gecelik ters repo operasyonu favori araçlardan biri olacak gibi görünüyor. Yakın geçmişte NY Fed karşı taraf limitini 10 milyar dolardan 30 milyar dolara yükseltmişti. Bu aksiyon test edilen aracın başarılı olduğu yönünde değerlendirilebilir.

Fed/FOMC toplantısının hemen ardından bir açıklama ise %0,05 olarak uygulanan gecelik ters repo faizinin Aralık'tan itibaren %0,10 olarak artırılmasının planlandığı yönündeydi. Daha yüksek faiz bankaların operasyona daha fazla katılmasını sağlayabilir.

Özetle; paranın maliyetinin ilerleyen dönemde artacak olması, gelişen piyasaların ev ödevlerini de yerine getirmelerini ortaya çıkarıyor. Artık para daha seçici olabilir. Ancak, Fed konuyu bir orkestra şefi edasıyla başarıyla yöneteceğine inandırmak konusunda başarılı olursa, süreç sanıldığı kadar da sancılı geçmeyebilir.
Deniz KAHRAMAN

5 Ekim 2014 Pazar

ABD'de İstihdamın Nitelikleri

Deniz Kahraman

ABD'de tartışılan konu istihdam piyasasının rakamsal olarak geldiği nokta, istihdamın kalitesi üzerine fikir edinmek için daha farklı detayları izlemek gerekiyor. Fed Başkanı Janet Yellen da akademik çalışmalarında istihdam piyasasının içsel dinamiklerini pek çok kez konu almıştır. Janet Yellen uzmanlık alanı olması dolayısıyla istihdam piyasası dinamiklerini incelemek konusunda daha fazla ilgi sahibi.

Örnek olarak, 1988'de kaleme aldığı "Job Switching and Job Satisfaction in U.S. Labor Market" (1988) çalışması işgücü hareketliliğinin parasal olmayan şartlarını incelemektedir.

Tüm dünyanın yakından izlediği Eylül ayı İstihdam Raporu 3 Ekim itibariyle açıklandı. ABD ekonomisi Eylül'de Tarım Dışı İstihdam alt kaleminde 248.000 yeni istihdam kazandı. İşsizlik oranı ise %5,9 seviyesiyle kriz sonrası dönemin en düşük seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam Piyasası Üzerine Çıkarımlar
1) İşgücüne katılım oranı işgücünün dışında kalma isteğinde olan nüfusun yanı sıra, sosyo-ekonomik gelişmeler neticesinde de zayıflıyor.
2) İşsizlik oranının geri çekilmesini işgücüne katılım oranındaki düşüşe bağlamak kolaycılığından finans sektörü katılımcıları olarak sıyrılmak gerekiyor.
3) Obamacare paketi daha fazla hanehalkını istihdam piyasasının dışında kalmak konusunda cesaretlendirdi. En azından CBO (Kongre Bütçe Ofisi) çalışmaları bu konuya dikkat çekiyor.
4) Sosyal değişimi oluşturan bir diğer nokta ise, 1946-1964 yılları arasında doğan nam-ı diğer baby boomer neslinin emeklilik yaşına yaklaşmasıyla daha fazla çalışmak konusunda isteksizliği.
5) Varlık fiyatlarının zirvelere ulaşmasının yarattığı servet etkisi de hane halkını işgücünün dışında kalmaya itebilecek bir diğer faktör.

Sorunlar
1) 7.1 milyon Amerikalı ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışmak zorunda. Rakam bir türlü kriz öncesi seviyenin yanından dahi geçemiyor.
2) 2.5 milyon Amerikalı ise sadece yarı zamanlı iş bulabiliyor.
3) Ekonomik olmayan nedenlerle yarı zamanlı çalışanların sayısı 19.56 milyon kişi seviyesinde.

Grafikler;
Grafik, Ekonomik Nedenlerle Yarı Zamanlı Çalışmak Durumunda Kalan Hanehalkı

Eylül 2014 itibariyle ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışan istihdamı 174.000 kişi gerileyerek 7 milyon 103 bin kişi oldu. Ağustos'ta söz konusu rakam 7 milyon 277 bin kişi seviyesindeydi. İstihdam piyasasının kalitesi açısından "ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışan sayısının" azalması olumlu değerlendirilebilir.

Ekonomik Olmayan Nedenlerle Yarı Zamanlı Çalışmak Durumunda Kalan Hanehalkı?
Ekonomik olmayan nedenleri temel olarak, çalışanların kendi isteğiyle yarı zamanlı çalışmaktan yana tercihini kullanmasından kaynaklanıyor. Bu durum çocuğuna daha fazla zaman ayırmak için bir annenin yarı zamanlı çalışmayı tercih etmesi olarak tanımlanabilir. Ancak bir diğer nokta ise işletmelerin artık daha fazla çalışanı yarı zamanlı olarak istihdam etme yönünde isteği olabilir. Tartışmalı sağlık paketi Obamacare'in yürürlüğe girmesiyle artık 50'den fazla çalışanı bulunan her işletme çalışanlarına sağlık sigortası yapma yükümlülüğüne girecek. Dolayısıyla şirketler tam zamanlı çalışan istihdam etme konusuna biraz daha çekimser yaklaşıyor olabilir. En nihayetinde, ekonomik olmayan nedenlerle yarı zamanlı çalışanların sayısı Eylül'de bir önceki aya göre 35.000 kişi artış göstermiş durumdadır. Büyüklük itibariyle ise 19.6 milyon kişiyi içermektedir.


JOLTS Anketi
ABD Bureu of Labor Statistics tarafından yayınlanan JOLTS Anketi istihdam piyasasında nitelik ve nicelik yönünden soruları içermektedir. Söz konusu veri perakendeciler, imalatçılar ve çeşitlik katılımcılara yöneltilen anketlerden elde edilmektedir. Açılan işler (Job Opening) tanımlaması belirli bir pozisyon için açılan iş imkanlarını göstermektedir.

Grafik, Açılan İşler Başına Düşen İşsiz Sayısı
Grafik, ABD'de açık iş başına düşen işsiz sayısını göstermektedir. Söz konusu rakam belirgin bir şekilde iyileşme eğilimindedir. İşsiz sayısının sosyo-ekonomik nedenlerle azalması da grafikte gözlenen etkiyi yaratabilir.

Grafik, İşten Ayrılma ve İşten Çıkarma Oranı
Grafikte maviyle işten ayrılma, kırmızıyla işten çıkarma gösterilmektedir. İşten çıkarmalar yatay bir seyir izlemektedir. İşten ayrılmalar ise çalışanların daha iyi koşullar için iş değiştirme isteğiyle yükselmektedir. Söz konusu durum istihdam piyasası açısından olumlu bir gelişmeye işaret etmektedir. 9 Eylül'de yayınlanan Temmuz ayı JOLTS raporu işten ayrılma/işten çıkarma oranında 1.5 seviyesine işaret ediyor. Söz konusu rakam kriz sonrası dönem açısından iyi sayılabilecek bir rakam.

İşten ayrılma ve işten çıkarmada durum oransal olarak nedir?
İlk bakışta dikkati çekenler, peki ya dikkati çekmeyenler?

1 Ekim 2014 Çarşamba

Küresel Bir Marka Olarak Starbucks

ABD'nin eski bir çiftçi pazarında küçük bir dükkan olarak başlayan Starbucks, nasıl oldu da dünyanın en sevilen markalarından biri olmayı başardı. Bu soruyla çıkılan yolda markanın güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koymak resmi görmek açısından faydalı olacaktır.

Güçlü Yönler:
1) Firma kültürünün ve güçlü bir misyonunun olması
2) Marka sadakatinin yüksek olması
3) Dünyanın her yerinde var olması
4) Kahve tedarik süreçlerinde güçlü altyapıya sahip olması
5) Güçlü firma etik değerleri
6) Firma içinde güçlü toplum bilinci
7) İşgücü yapısının çeşitliliği
8) Firmanın finansal yapısının güçlü olması
9)Firmanın karlılığının büyüme trendinde olması
10) Ürün kalitesi
11) Çevreye, yenilikçi yaklaşımlarla duyarlı olması.
12) Firmanın güçlü stratejik ortaklıklar kurmuş olması.
13) AR-GE ve yeniliklere önem veren bir firma olması.

Zayıf Yönler:
1) Kahve sektöründe rekabetin günden güne artıyor olması
2) Kahve sektöründe hakim olması dolayısıyla hedef haline gelmesi
3) Firmanın aşırı büyümesi
4) “Arabica” kahve çekirdeği tedariğine aşırı derecede bağlı olması
5) ABD piyasasına yüksek bağlılık
6) Piyasanın doygun hale gelmesi, yüksek fiyatlar ve uzun sıra beklemelerin neden olduğu olumsuzluklar
7) Ürün fiyatlarının yüksek olması
8) Ürün isimlerinin ve boyut adlandırmalarının tüketici açısından kafa karıştırıcı olması
9) Yiyecek menüsünün, içecek menüsü ve iş modeli ile uyumsuz hale gelmeye başlaması

Fırsatlar:
1) Paket kahve sektörünün sürekli büyüme trendinde olması
2) Gelişmekte olan uluslararası kahve piyasası
3) Güçlü marka imajı sayesinde yeni ürünlerin başarı ihtimalinin yüksek olması
4) Tüketicilerin firmanın “Green Movement” kavramına itibar göstermesi
5) Tüketici ile iletişimin sosyal medya nezdinde güçlü olması.

Tehditler:
1) Kahve fiyatlarının %100 yükseliş kaydetmesi
2) Sektöre büyük fast food gruplarının da katılma riski (Mcdonald’s, Dunkin Donuts..vs)
3) Tüketicilerin fiyatlara duyarlılığının ekonomik koşullar dolayısıyla artmaya başlaması
4) Tüketici tercihlerinin değişme riski
5) Kahve tedarik edilen ülkelerde meydana gelebilecek politik ve ekonomik istikrarsızlık riskleri
6) Sağlık gerekçeleri ile kahve tüketiminin ikame ürünlere kayması
7) Global bir firma olması dolayısıyla bazı toplumsal yapılar tarafından iş modeline karşı çıkılması.

Deniz Kahraman

21 Eylül 2014 Pazar

Japonya'da Enflasyon Yaratmak Neden Zor?

Deniz Kahraman

Deflasyon, fiyatlar genel seviyesinin sürekli bir şekilde düşmesi durumudur.  Tüketicilerin bir mal veya hizmete olan taleplerinin bir türlü artmaması sorunsalıdır.  26 Aralık 2012'de göreve gelen Shinzo Abe yapısal bir sorunu aşmak üzere yola çıkmıştı. Çoğu yönüyle de başarılı oldu.

Toplumsal Yapı
1) Japonya'da 2014 itibariyle medyan yaş 46.1 seviyesindedir. Medyan yaş tanımı bir popülasyonun ortalama yaşını göstermektedir. Medyan yaşın 40+ üstünde olması yaşlı bir nüfus yapısını işaret etmektedir. OECD ortalaması ise 19 seviyesindedir.
2) Yaşlı nüfus yapısı iç talebin zayıf kalmasına neden oluyor.
3) Japon topraklarının %20'sinin tarıma elverişli olması tarihsel olarak kaynak için mücadele edilen bir ortamı da ortaya çıkarmıştır.
4) Japon toplumunda savaş kültürünün yerleşmiş olmasında da kıt kaynaklar etkili görülebilir.
5) Japon toplumunun tarihsel olarak kıt kaynaklara sahip olması toplumun tasarruf eğiliminin yüksek olmasında etkili görülebilir.

Japonya'da Finansal Sistem
Finansal sistem, fon arz edenlerle fon talep edenlerin organize veya organize olmayan biçimlerde bir araya geldiği günümüzde büyüklüğü ülkeler sınırlarını da aşmış bir mekanizmadır. Finansal sistem ekonomik yapı, sosyal yapı ve fiziksel mekandan da etkilenen çok boyutlu bir yapıya sahiptir.


Japonya Merkez Bankası tarafından, 23 Haziran 2014'te yayımlanan bir çalışma Japonya, Avrupa ve ABD'de finansal sistemin paydaşlarının finansal varlıklarını konu almıştır. Hanehalkı üzerine yayımlanan figür yapı açısından fikir verebilir.


Özet;
1) Tabloda görüldüğü üzere Japon hanehalkı toplam finansal varlıkları arasında hisse senetlerine %9,1 pay vermektedir. Avrupa'da bu oran %16,9, ABD'de %33,3 seviyesindedir.
2) Söz konusu farklılık ülkelerin demografik ve sosyal yapılarından da kaynaklanmaktadır. Japonya'da ağırlıklı olarak yaşlı nüfus riskten kaçma eğilimindedir.
3) Riskten kaçma eğiliminin toplumsal temellere de dayandığı ifade edilebilir.
4) Japonya'da riskten kaçma eğiliminin yüksek olması faizler seviyesine karşı hane halklarını duyarsızlaştırmaktadır.
5) Tarihsel olarak kredi talebi zayıf olan bir toplumda faiz mekanizmasıyla talep yaratılmasını beklemek oldukça güç bir durum olarak ifade edilebilir.

Yararlanılan Kaynak: