Deniz Kahraman: Ağustos 2015

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Jackson Hole Bilgi Notu

ABD'nin Wyoming Eyaleti'nde gerçekleştirilen Jackson Hole Konferansı'nda Fed üyeleri para politikasına yönelik görüşlerini sundu. Fed Başkanı Janet Yellen ise konferansa katılmadı. ABD hisse senedi piyasasında yaşanan oynaklık ve Çin endişeleri Fed'in ilk faiz artışına başlamasında bir engel olarak değerlendirilmiyor. ABD'de istihdam piyasasının gelişme gösterdiği ve ekonominin "ılımlı" hızda büyüdüğü görülüyor. Enflasyonun petrol fiyatları ve güçlü dolar dolayısıyla daha uzun süre düşük kalması beklenebilir.

Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer konferansta gerçekleştirdiği konuşmasında, ithalat fiyatlarında ve petrol fiyatlarında zayıflığın geride kalması durumunda enflasyonun %2 hedefine doğru ilerleyeceğini düşündüğünü ifade etti.

Fed mevcut sözlü yönlendirme itibariyle, enflasyonun %2 hedefine doğru ilerlediğinden "oldukça emin" olması ve istihdam piyasasında "daha fazla gelişme" görmesi durumunda faizleri "her toplantıda" artırabilir. Stanley Fischer'ın ifadeleri faizlerin artırılacağı döneme yaklaşıldığına işaret ediyor. Ancak yorumlardan Eylül toplantısında faiz artışının gelebileceği yönünde bir sinyal alınamadı. Fischer aynı zamanda ilk faiz artışından çok, sürece odaklanılması gerektiğine dikkat çekti. Çıkış programının ise temkinli bir şekilde uygulanması gerekiyor.

Geçtiğimiz haftanın ilk günlerinde; New York Fed Başkanı William Dudley, Eylül seçeneğinin daha düşük bir ihtimal olduğunu ifade etmişti. Başkan Obama'nın önceki ekonomi danışmanı Lawrence Summers ise faiz artışının ertelenmesi hususunda Fed'e görüşlerini sunmuştu.

İngiltere Merkez Bankası da gelecek aylarda çıkış programına ilişkin yol haritasını yayınlayabilir. Piyasa katılımcıları ilk faiz artışının öncelikle Fed tarafından yapılacağını düşünüyor.

Oy hakkı olmayan üyelerden Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, yakın zamanda geri çekilen petrol fiyatları, "faiz artış sürecini değiştirebilir" olarak görüşlerini sunmuştu. Aynı zamanda uzun dönemli faizlere ilişkin beklentisini %3,75 seviyesinden %3,50 seviyesine çekmişti.

Özetle, Jackson Hole konferansından belirgin bir işaret alınamasa da, Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'ın ifadeleri önemli dip notlar içeriyor. Eylül seçeneği güçlü bir ihtimal olmasa da masada. En önemlisi de ilk faiz artışından ziyade, sürece odaklanmak gerekiyor. Çıkış programının uygulanmasının da "temkinli" bir şekilde yapılması önemli bir gereklilik.
Deniz KAHRAMAN

29 Ağustos 2015 Cumartesi

TCMB "Normalleşmeye" Başladı

http://parahaberi.com/tr-TR/haberler/356107/tcmb-normallesmeye-basladi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 29 Ağustos Cumartesi günü internet adresinden yaptığı açıklamayla 18 Ağustos 2015 tarihinde açıkladığı "küresel para politikalarının normalleşme sürecinde yol haritası" kapsamında bir adım attı. TCMB Fed'in ilk faiz artışına geçeceği dönemin yaklaştığını düşünüyor olabilir.

Sadeleşme Adımları

Telafi Faizi Artırımı
TCMB bankacılık sektörünün aracılık maliyetlerinin azaltılması ve çekirdek yükümlülüklerin desteklenmesi amacıyla, TL cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranlarında, 1 Eylül 2015, 1 Ekim 2015 ve 1 Aralık 2015'te 50 şer baz puan olmak üzere 150 baz puan artırıma gitti.

Yabancı Para Zorunlu Karşılık Oranlarında Artırım
TCMB üç yıldan uzun vadeyi teşvik etmek maksadıyla 3 yıla kadar olan vadede Yabancı Para zorunlu karşılık oranlarını 500 ila 700 baz puan aralığında artırmıştır. Atılan adım daha önce borçlanmanın vadesinin uzatılması konusunda atılan adımlarla uyumludur.

Özetle, 18 Ağustos 2015 tarihinde duyurulan "Küresel Para Politikalarının Normalleşme Sürecinde Yol Haritası" kapsamında likidite politikası üzerine atılan düzenleyici adımlarla birlikte Fed'in normalleşme sürecinde yaşanması muhtemel oynaklığın etkisi hafifletilebilir. Söz konusu adımın gelecek haftada TL varlıklara olumlu yansıması beklenebilir.

Deniz Kahraman

28 Ağustos 2015 Cuma

Sabit Kur Rejimi'nden Çıkışta Sıradaki Ülkeler

Küresel piyasalarda yaşanan oynaklıkla birlikte "sabit kur rejimi" uygulayan bazı ülkeler bu uygulamadan vazgeçme kararı almıştı. Kazakistan Merkez Bankası 20 Ağustos Perşembe günü USD/KZT paritesi üzerinde uyguladığı sabit kur rejimini terk etmişti. Kazakistan'ın bu kararı almasındaki ana etken petrol fiyatlarının düşüşü olmuştu. Ülkelerin petrol gelirleri dolar cinsinden olduğu için para birimini dolar karşısında kontrol gücüne sahipti. Petrol fiyatlarının düşüşü kontrol gücünü zayıflattı.

Bloomberg Intelligence tarafından yapılan "kur tabanı kırılganlık endeksi" (currency peg vulnerability index) Ekvator Ginesi, Libya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Umman'ı en büyük risk altındaki ülkeler olarak değerlendiriyor. Söz konusu ülkelerin petrol fiyatlarının düşüşüyle birlikte kur tabanını kaldırma ihtimalleri yüksek değerlendiriliyor.  Yakın dönemde kur tabanını kaldırması olası ülkeler arasında Suudi Arabistan'da geliyor. Ancak söz konusu endeks Suudi Arabistan'ın kur tabanını korumakta "daha güçlü" konumda olduğunu gösteriyor.

Kur Tabanı Kırılganlık Endeksi
1) Petrol Gelirleri/GSYH
2) Cari Açık/GSYH
3) Dış Borç/Milli Gelir
4) Rezervlerin İthalatı Karşılama Oranı
5) Rezervlerin Dış Borcu Karşılama Oranı
6) 2010-2014 döneminde Reel Efektif Kurda Değişim
Deniz KAHRAMAN

26 Ağustos 2015 Çarşamba

İstihdam Piyasasında Zayıflık

http://parahaberi.com/tr-TR/haberler/347531/istihdam-piyasasinda-zayiflik

ABD ekonomisi küresel finans krizinin geride kalmasıyla istihdam piyasasında önemli ölçüde aşama kaydetmiş durumda. Fed enflasyonda yükselişten "oldukça emin" olması durumunda ve istihdam piyasasında "daha fazla gelişme" görmesi durumunda "verilere bağlı olarak" her toplantıda faiz artırımına başlayabilir. Fed politika metinlerinde yer alan, "istihdam piyasasında zayıflık" (labor market slack) istihdam piyasasının görünümü açısından yakından izleniyor.

Fed'in para piyasası operasyonlarını gerçekleştiren NY Fed tarafından yayınlanan akademik çalışma, istihdam piyasasında hali hazırda devam eden zayıflığın önemli ölçüde "demografik" nedenlere dayandığını gösteriyor. İstihdam piyasasında zayıflığı tek bir gösterge üzerinden ölçmek mümkün değildir. NY Fed bu nedenle istihdamın nüfusa oranı (E/P ratio) ve demografik değişkenlere göre düzeltilmiş iki değişkenden yararlanıyor. 

Zayıflık Hangi Aşamada?
NY Fed tarafından yapılan çalışmanın sonucu, E/P açığını 32 baz puan olarak rapor ediyor. Kasım 2010'da rakam 283 baz puan seviyesindeydi. İstihdam piyasasındaki zayıflık "hatırı sayılır ölçüde" azalmasına rağmen, hala doğal seviyeye ulaşabilmiş değil.  Araştırma sonucundaki bir diğer bulgu da Şubat 1994'te açık 92 baz puan seviyesindeyken ilk faiz artışına başlanmıştı. Sıkılaşma süreci sonladığında açık 14 baz puana gerilemişti. Haziran 2004'te ise -38 baz puan seviyesinde olan söz konusu açık ilgili dönemdeki sıkılaşma süreci sonlandığında -125 baz puana kadar gerilemişti. Bütün bu gelişmeler ışığında Fed ilk faiz artışına başlamak konusunda gecikmiş olabilir.

Yararlanılan Kaynak:
1) Mind the Gap: Assesing Labor Market Slack

Deniz KAHRAMAN

Emtia Piyasasında En Büyük Oyuncu Çin

http://parahaberi.com/tr-TR/haberler/347397/emtia-piyasasinda-en-buyuk-oyuncu-cin

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi üretime dayalı büyüme modeliyle şüphesiz ki emtia piyasasında da en büyük oyuncu konumunda. Çin, Altın üretiminin 1/4'ünü, pamuk üretiminin 1/3'ünü tek başına alıyor. Petrol üretiminin de önemli bir kısmı ülke tarafından satın alınıyor. Piyasa katılımcılarına göre, Çin yakın dönemde petrol fiyatlarının düşüşünü fırsat bilerek stratejik rezervlerini artırabilir. Ülkenin alım gücü emtia fiyatlarının fiziki talebi açısından oldukça önemli. Çin ekonomisinin daha düşük hızda büyüyeceği düşüncesi emtia fiyatlarının zayıflamasına neden oluyor.

WSJ tarafından hazırlanan bilgi grafiği, Çin'in emtia tüketimindeki payını gösteriyor. Küresel bakır tüketiminin %48'i Çin'den ileri geliyor. Hanehalkı ülke ekonomisinin her yıl %10 büyüyeceği normaline alışmıştı. Artık ülke için "yeni normal" de hanehalkı tarafından kabul görüyor.  Çin ekonomisi hatırlanacağı üzere 2015 yılı ikinci çeyreğinde yıllık bazda %7 büyümüştü.

Çin ekonomisi üretim-bazlı modelinden tüketim bazlı modele geçmesi durumunda, tarımsal emtia tüketimindeki payı artabilir. Halk daha kaliteli tüketim mallarını talep edebilir. Kahve ve Kakao ithalatının uzun dönemde artabileceği düşüncesi piyasa katılımcıları tarafından gözardı edilmiyor.

Şangay Vadeli Borsası'nda emtia piyasasında hacim 2014 yılında önceki yıla göre %31 artış göstermişti. Çelik, Çinko ve Alümünyum en fazla işlemin gerçekleştiği ürünler olmuştu. Şangay Altın Borsası'nın hacmi ise Temmuz'da 316 tona yükselerek yıllık bazda %44 artış göstermişti.
Yararlanılan Kaynak:  WSJ

Deniz KAHRAMAN

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Piyasalarda Kusursuz Fırtına

http://parahaberi.com/tr-TR/haberler/346050/piyasalarda-kusursuz-firtina

Çin ekonomisinin daha düşük hızda büyüyeceği düşüncesiyle birlikte küresel piyasalarda endişe sürüyor. ABD'de altı yıldan bu yana devam eden boğa piyasasının sonlanıyor olabilir. Gelişen piyasalarda ise durum daha fazla tedirginlik verecek düzeye ulaşmaya başladı. Çin ekonomisinin hız kesmesiyle birlikte emtia fiyatları düşüşe devam ederken, ekonomisi önemli ölçüde emtia ihracatına dayanan ekonomiler de olumsuz etkilenmeye başladı. 11 Ağustos'ta Çin Merkez Bankası'nın yuanın değerini düşürmek üzere adım atması "malumun ilanı" olarak değerlendirildi. Emtia paraları geri çekilirken, gelişen ülke tahvillerinden çıkış, ABD tahvilleri gibi güvenilir varlıklara giriş yaşandı.

Hisse senetleri piyasası, uygun finansman olanakları ve ekonomik büyümeyi tercih etmektedir. Küresel likidite koşullarının normalleşmesiyle birlikte varlık tercihleri de değişebilir. Fed 2008'den bu yana 0-25% aralığında tuttuğu fonlama faizini kuvvetle muhtemel 2015 yılı içinde artırabilir.

ABD ekonomisi 2015'e cansız bir başlangıç yaparak yılın ilk çeyreğinde 0,60% ikinci çeyreğinde 2,30% büyüyebildi. Son dönemde açıklanan güçlü perakende satışlar ve konut verileriyle birlikte 27 Ağustos Perşembe günü açıklanacak ikinci çeyrek büyümesine ilişkin ikinci tahmini 3,30% seviyesine revize olabilir.

Çin ekonomisinin yavaşlaması en çok gelişen ülkeleri etkileyebilir. Hali hazırda Çin'e ihracatın GSYH payı ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya'da %1'den daha düşüktür. Almanya'da söz konusu oran %2,6, Japonya'da %2,7 seviyesindedir. Söz konusu rakamlar Peter Brezin'in BCA Research için hazırlamış olduğu nota dayanmaktadır.

Çin devalüasyonuyla başlayan endişe, küresel ekonomi için nette negatif işaretler sunuyor. Söz konusu gelişmeler Fed'i yolundan çeviremese dahi, "çıkış programını" daha ihtiyatlı uygulamasını sağlayabilir.

Deniz KAHRAMAN

Fed'in Doları

http://parahaberi.com/tr-TR/haberler/346188/fedin-dolari

ABD Merkez Bankası Fed tarafından yaratılan Ticaret Ağırlıklı Dolar Endeksi, ülkenin en büyük 26 ticari partnerinin para birimlerine göre doların değerini ölçen bir gösterge niteliğindedir. Ticaret Ağırlıklı Dolar Endeksi Mart 2015'te 12 yılın zirvesine ulaştığında güçlü doların ekonomik aktivite üzerinde yaratabileceği risklerden endişe edilmişti. Güçlenen dolar ithalat fiyatları üzerinden ABD'de enflasyon üzerinde "ek aşağı yönlü baskı" yaratabilir.

Fed'in dolar endeksinde Çin, Meksika ve Kanada'nın ağırlığı %46 seviyesindedir. Fed'in dolar endeksi içinde bulunduğumuz çeyrekte %3,4 değer kazanarak 12 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Grafikte Fed Dolar Endeksi yeşil renkle, Dolar Endeksi turuncu renkle gösteriliyor. Ticaret ağırlıklı dolar endeksi Yuan, Peso ve Kanada Doları'nın değer kaybetmesiyle birlikte yükseliyor. Klasik dolar endeksi ise ağırlıklı olarak Sterlin ve Euro'nun değer kazanmasıyla birlikte geriliyor. 

Deniz KAHRAMAN

21 Ağustos 2015 Cuma

Türk Piyasalarında Son Gelişmeler

Özet;
1) ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte güç kazanmasıyla birlikte "ilk faiz artışı"kuvvetle muhtemel 2015 yılı içinde olabilir.
2) Fed enflasyonda yükselişten "oldukça emin" olması durumunda ve istihdam piyasasında "daha fazla gelişme" görmesi durumunda "verilere bağlı olarak" her toplantıda faiz artırımına başlayabilir.
3) Çin MB'nin 11 Ağustos'ta para biriminin değerini düşürmek üzere adım atması, Çin kaynaklı endişelerin yeniden yükselmesine neden oldu.
4) Türk piyasaları Kasım ayında erken seçim olasılığının yükselmesi ve Çin kaynaklı birikimli etkilerle birlikte zayıflamaya devam ediyor.

Strateji
Bu çalışmada Borsa İstanbul'da bir strateji çizmeye çalışacağız.
Hem Çin kaynaklı gelişmeler hem de iç siyasi gelişmelerin oynaklık yarattığı denklemde çizilecek strateji "risk"taşıyabilir.
Çin Merkez Bankası'nın hafta sonunda zorunlu karşılık indirimine gideceği yönünde beklentiler, gelişen piyasaların önümüzdeki haftada "güçlenmesini" sağlayabilir.
ABD'de ikinci çeyrek büyümesine ilişkin ikinci tahminin açıklanacağı 27 Ağustos Perşembe gününe kadar gelişen piyasalar güçlenebilir. Söz konusu veri Fed politikasını yönlendirici olabilir. Bu nedenle verinin güçlü gelmesi durumunda fiyatlama şiddetlenebilir. Güçlü veri ilk faiz artışının daha erken gelebileceği düşüncesini güçlendirebilir.
Oldukça basit bir resim. 987 günlük ortalama 72.810 "referans" olmak üzere..
76.150 (8 günlük ortalama) ve 79.534 (377 günlük ortalama) hedef izlenebilir..
Mavi renkle gösterilen kanal ilerleyen dönemin hareket alanı olabilir.
  
Çarpan
Fiyat/Kazanç çarpanı endekste geçmişten bu yana önemli olan seviyeleri gösteriyor.
5 yıllık dönem incelendiğinde 1.5 standart sapma seviyesi 9.80 izlenebilir.
Kur
TCMB 18 Ağustos Salı günü faiz kararını açıkladı. Faizler beklendiği gibi sabit tutuldu. Fed'in "çıkış programının ikinci aşamasına" (faiz artırımı) geçmesi durumunda yapılacakları içeren bir "yol haritası" belirlendi. Sadeleşme politikası Fed normalleşme sürecine bağlı olarak tanımlandı. Politikayla birlikte faiz koridoru korunarak 1 hafta vadeli repo faiz oranı (%7,50) etrafında "gerçekten daha dar" olarak belirlenecek. Söz konusu uygulamaya Fed'in adım atmasıyla geçilebilir. MB'nin politika metninde ilerleyen dönemde hangi seviyede olacağı belirsizlik taşıyan  1 hafta vadeli repo faiz oranı yerine "piyasa faizini" tercih etmesi 

 MB politika metninde yeni faiz koridorunun "piyasa faiz oranı etrafında" (BIST O/N) etrafında oluşacağı yönünde bir ifade kullansaydı sözlü yönlendirme piyasa tarafından memnuniyetle karşılanabilirdi.

Emtia fiyatlarının düşüşüyle, yakın dönemde yaşanan kur kaynaklı geçişkenlik enflasyonu "daha az" etkiliyor olabilir. MB böylelikle kurun yükselişinin fiyat istikrarı üzerinde yaratacağı riski "daha düşük" olarak öngörüyor olabilir. MB böylelikle büyümeyi enflasyona tercih etmiş olabilir.

Yakın dönemde yaşanan ulusal ve uluslararası gelişmeler Türkiye'nin risk priminin yükselmesine böylelikle de TL'nin daha az tercih edilmesine neden olmuştur. MB, TL'nin değer kaybını "hafifletmek" maksadıyla faizleri artırabilir. Faiz artırımı kur üzerindeki satış baskısını hafifletebilir. Kur kaynaklı geçişkenliğin fiyat istikrarı üzerinde oluşturduğu riskin görece düşük olmasıyla birlikte, MB faizleri sabit tutmaya alan bulmuş olabilir.

Dolar/TL Korku Endeksi
Grafikte 5 yıllık dönemde vadesine 1 ay kalan opsiyonların oynaklık düzeyi gösteriliyor. 5 yıllık dönemde 2 standart sapma seviyesi TL algısının aşırılaştığı seviye olarak kabul edilebilir. Söz konusu seviye "dönüşün başladığı" seviye olabilir. Endekste 5 yılın zirvesi 29 Ocak 2014 tarihinde görülmüştü. İlgili tarih TCMB'nin olağanüstü PPK toplantısıyla faizleri artırdığı tarihin 1 gün sonrası.

Gelişen Piyasalar Borsa Yatırım Fonu
Gelişen Piyasalar Borsa Yatırım Fonu kritik seviyelere yakın 822 - 775 - 645 seviyeleri trend değişimi açısından izlenebilir. Çin MB'nin zorunlu karşılık indirimi aksiyonuyla kısa vadede 822 seviyesinden dönüş gerçekleşebilir.

Deniz Kahraman

19 Ağustos 2015 Çarşamba

TCMB Banka Ekonomistleri Toplantısından Notlar


TCMB Ankara'da 10:30'da banka ekonomistlerine yönelik bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıdan öne çıkan başlıklar;

Özet;
1) Kısa dönemde gıda ve enerji fiyatlarının düşüşü enflasyona katkı sağlıyor.
2) Cari işlemler dengesinde iyileşme öngörüldüğü kadar belirgin olmadı.
3) Çekirdek dışı yükümlülüklere alınan düzenlemeyle finansman vadesi belirgin şekilde uzadı.
4) Gerekli görülen süre boyunca "daha sıkı" bir likidite politikası uygulanacak.
5) Piyasada fonlamanın %50'den fazlası TCMB tarafından sağlanıyor. Dolayısıyla Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti finansman maliyeti açısından oldukça önemli.
6) Kurda yaşanan gelişmeler politik belirsizlik ve yurtiçinde yaşanan diğer gelişmelerden etkileniyor. Fed'in ilk faiz artışına başlaması durumunda gelişen ülke kurları stresi atarak yeniden güç kazanabilir.
7) Diğer gelişen ülkelere göre iyi sayılabilecek bir büyüme gerçekleştiriyoruz.

Sadeleşme Politikası
1) Sadeleşme politikası Fed normalleşme sürecine bağlıdır.
2) Yeni politika faizi 1 hafta vadeli repo ihale faizi etrafında "gerçekten daha dar" olarak oluşturulabilir. Ancak söz konusu aksiyona küresel likidite koşullarının normalleşmeye başlamasıyla geçilebilir.
3) Piyasa yapıcı bankalara uygulanan 50 baz puan daha düşük faizle fonlama imkanı kaldırıldı.

Özetle, kur kaynaklı geçişkenliğin fiyat istikrarı üzerinde daha düşük risk yarattığı denklemde MB'nin faiz tarafında bir aksiyon almaması açıklanabilir bir durum olarak değerlendirilebilir. Fed'in ilk faiz artışına başlamasıyla "sadeleşme" politikasına geçilebilir. Sadeleşme politikasına geçişle politika faizi (7,50%) artırılabilir.
 Deniz KAHRAMAN

Fed Tutanaklarına Doğru

ABD Merkez Bankası 28-29 Temmuz Fed/FOMC toplantısına ilişkin sonuçlar 19 Ağustos Çarşamba günü 21:00 itibariyle açıklanıyor. Fed Temmuz ayı toplantı metninde ekonomik aktiviteye ilişkin görüşünü "ılımlı büyüme" (expanding moderately) olarak ifade etmişti. Üyelerin neredeyse tamamı faizlerin 2015 yılı içinde artacağını düşünüyor. Haziran ayı toplantı metninde ise normalleşme adımlarının "kademeli" (gradually) olacağı ifade edilmişti.


Toplantı metninden hali hazırda sabırlı ifadesinin çıkarılmış olması, her toplantıda faiz artırımını mümkün kılıyor. Fed/FOMC üyeleri ilk faiz artışına herhangi bir toplantıda başlayabilir. Fed yetkilerinin Haziran ayı toplantısında açıkladığı projeksiyonlar "ılımlı" bir ekonomik görünüme işaret ediyor. Temmuz ayı toplantısında da ekonomik aktiviteye ilişkin ifade "ılımlı" (expanding moderately) olarak sürdürülüyor. İstihdam piyasasındaki zayıflık ise "yılın ilk dönemlerine göre zayıfladı" (diminished since early this year) olarak ifade edildi. Haziran'da söz konusu ifade "oldukça geriledi" (diminished somewhat) olmak üzereydi. Enflasyon beklentileri ise hem anket hem piyasa bazlı olarak "düşük kalmaya" devam ediyor.


Piyasa Bazlı Enflasyon Beklentileri
Fed Forward Breakeven Rate hesaplaması Fed'in çalışma raporlarından geliyor. Enflasyona Endeksli Tahvillerden (TIPS) beklenen getirinin, hazine tahvillerinden beklenen getiriye oranını gösteriyor. Rakamın yükselmesi TIPS'lerden beklenen getirinin yükseldiğine dolayısıyla enflasyon beklentilerinin yükseldiğine işaret ediyor. Petrol fiyatlarının son iki ayda geri çekilmesiyle birlikte enflasyon beklentileriyeniden geri çekiliyor.

Haziran Projeksiyonları
Mart ayı projeksiyonlarında hatırlanacağı gibi uzun dönemli işsizlik oranı 5.0-5.2% olarak aşağı yönde revize edilmişti. Söz konusu seviye komite tarafından doğal işsizlik oranı (NAIRU) olarak değerlendiriliyor olabilir. Seviyeye yaklaşılması faiz artırımı için şartların "iyice" olgunlaştığı anlamına gelebilir.
Haziran ayı toplantısında;
1) 2015 yılı çekirdek enflasyon tahmini 1.3-1.4 aralığında "sabit" tutuldu.
2) 2015 yılı işsizlik tahmini 5.2-5.3 aralığına yükseltildi. (Mart: 5.0-5.2)
3) 2015 yılı büyüme tahmini 1.8-2.0 aralığına çekildi. (Mart: 1.8-2.0)

Özetle;
1) Üyelerin neredeyse tamamı faizlerin 2015 yılı içinde artacağını düşünüyor.
2) Çıkış programı "kademeli" bir şekilde olacak. Para politikası uzunca bir süre destekleyici olmaya devam edecek.
3) Faiz artırımı için her toplantıda 25 baz puan gibi mekanik bir kural yok.
4) Faizler "daha küçük" adımlarla artabilir.
5) OIS fiyatlaması faizlerin "daha düşük eğimle" artacağına işaret ediyor. (2016 sonu için fiyatlama 17 Haziran'da 1,11% seviyesindeyken, 19 Ağustos'ta 0,997% seviyesine gerilemiştir.)

Fed tutanaklarında önemle izlenecek noktalar,
1) Varlık alım programının sonlandırılmasının ardından "faizlerin artırılacağı zaman dilimi" önem kazanıyor.
2) İstihdam piyasasının gelişimine ilişkin ifadeler yakın dönemdeki fiyatlama davranışı açısından önemli olabilir.
3) İlk çeyrekteki zayıflığın ardından ekonomik aktivitenin ikinci çeyrekte güç kazandığı yönünde ifadelere yer verilebilir.
4) Fed yönetim kurulu üyesi Jerome Powell iki hafta önce, "henüz alınmış bir karar yok." ifadesini kullansa da, Eylül'de faiz artırımı yönünde işaretler ilgili toplantının tutanaklarına girebilir.
5) Enflasyon gelecek üç yıl daha %2 hedefinin altında kalabilir. Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart içinde bulunduğumuz ayda enflasyonun "canlandığı yönünde işaretler" olduğunu ifade etmişti.

Özetle, Fed tutanaklarından çıkacak ifadeler faiz adımını yönlendirici nitelikte işaretler sunmayabilir. Temmuz ayında petrol fiyatlarının geri çekilmesi, istihdam piyasasının güç kazanması ve Çin devalüasyonu gibi önemli olaylar ilgili toplantı metninde yer almayacaktır. Bu nedenle tutanakların piyasa etkisi "görece düşük" olabilir.

Atlanta Fed tarafından oluşturulan GDPNow modeli 2015 yılı üçüncü çeyrek büyümesini %1,30 olarak tahmin ediyor. İlk ve ikinci çeyrek büyümesini oldukça yakın tahmin eden modeli takip etmekte fayda var.

Deniz Kahraman

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Çin Devalüasyonu ve Kaybedenler

http://parahaberi.com/tr-TR/haberler/337293/cin-devaluasyonu-ve-kaybedenler

Çin Merkez Bankası 11 Ağustos'ta aldığı kararla yuanın değerini %1,9 devalüe etme yolunu seçti. Söz konusu aksiyon "büyüme endişelerinin" bir işareti olarak değerlendirilebilir. Çin ekonomisi zayıf yuandan kısa dönemde destek bulabilir. Ancak, mevcut yapısal ekonomik sorunları çözemeyebilir. Çin'de ekonomi yönetimi "sert inişi" önlemek maksadıyla bir dizi önlem almaya devam ediyor.

Yuanın değer kaybetmesi Çinli hanehalkının dolar cinsinden alım gücünü düşürebilir. Böylelikle ithalat talebi gerileyebilir. Grafikte ülkelerin toplam ihracatının ne kadarını Çin'e yaptığı gösteriliyor. Avustralya, Güney Kore, Tayvan, Yeni Zelanda ve Japonya ilk sırayı alıyor.
Çin MB'nin beklenmedik şekilde referans oranı %1,9 düşürmesiyle birlikte Yuan iki yılın en keskin günlük düşüşünü gerçekleştirdi. Güney Kore, Singapur ve Tayvan para birimleri de %1 civarında düşüş kaydetti.

Piyasa katılımcıları Çin MB'nin yapmış olduğu bu tek seferlik aksiyonun, Yuan'ın değer kaybına izin vermek anlamına geldiğini değerlendiriyor. Barclays PLC ve Mizuho tarafından değerlendirildiği üzere, Güney Kore, Tayvan ve Singapur söz konusu aksiyondan en fazla etkilenecek ülkeler olarak rapor ediliyor. Bu üç ülkenin politika yapıcıları zayıf dış taleple uzun zamandan beri mücadele etmekteydi. Singapur 11 Ağustos Salı günü 2015 büyüme tahminini aşağı yönde revize etmişti.

Çin'in en büyük ticari partnerlerinden biri olan Malezya'nın para birimi de yıl başından bu yana hem petrol fiyatlarının zayıflaması hem de Başbakan Najib Razak'a yönelik yolsuzluk iddialarından etkileniyor.

Merkez Bankalarının Banka'sı konumundaki Bank for International Settlements'a göre; yuan dört çeyrektir Reel Efektif Kur bazlı olarak %13 değer kazandı.
 Deniz KAHRAMAN