Deniz Kahraman: Ekim 2014

30 Ekim 2014 Perşembe

Fed tahvil alımını durdurdu, şimdi ne olacak?

ABD Merkez Bankası 2008'den bu yana güçlü bir genişlemeci para politikası izliyor. 2011 yılının ortalarında tasarlanan çıkış planı Mayıs 2013 toplantısında yeniden masaya getirilmişti.

Çıkış stratejisinin üç aşaması
Çıkış stratejisi temelde üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama likiditenin artış hızının yavaşlatılması, ikinci aşama faizlerin artırılması, üçüncü aşama ise repo yoluyla likiditenin geri çekilmesi. Çıkış stratejisinin ilk aşaması olan, likiditenin artış hızının yavaşlatılması aksiyonuna 17-18 Aralık 2013 toplantısında geçildi.

1) Bir devir kapandı, Tahvil Alım Programı Bitti!
Küresel finans krizinden bu yana devam ettirilen tahvil alım programlarının üçüncü turu (QE3) Ekim sonu itibariyle sonlanacak. Fed QE3 kapsamında 1.6 trilyon dolar büyüklüğünde hazine tahvili ve mortgage destekli menkul kıymet almıştı.

2) Faizler ne zaman artacak?
Fed tarafından yayınlanan toplantı metninde faizlerin artırılacağı döneme ilişkin ifadeler hala açıklık durumda değil. Toplantı metninde varlık alım programı tamamlandıktan sonra da faizlerin hatırı sayılır süre boyunca düşük tutulacağı ifadesi yer alıyor. Fed üyeleri ilk faiz artırımının zamanlamasına ilişkin tahminlerinde ise 2015 yılı içinde belirsiz bir tarihe işaret ediyor.

3) Likidite nasıl geri çekilecek?
Fed, likiditenin geri çekilmesi hususunda olası negatif etkileri hafifletmek maksadıyla hassas davranmak zorunda. Şu an somut olarak ifade edilen iki politika aracını ise, IOER (Mevduat Faizi) ve ON/RRP (Gecelik Ters Repo) olarak tanımlayabiliriz. IOER temel olarak bankaların Fed hesaplarında tuttukları paraya verilen faiz olarak ifade edilebilir. Fed bu faiz oranını artırarak bankalardan daha fazla likidite çekebilir.

Diğer yandan ise, New York Fed tarafından Eylül 2013 tarihinden beri test edilen gecelik ters repo operasyonu favori araçlardan biri olacak gibi görünüyor. Yakın geçmişte NY Fed karşı taraf limitini 10 milyar dolardan 30 milyar dolara yükseltmişti. Bu aksiyon test edilen aracın başarılı olduğu yönünde değerlendirilebilir.

Fed/FOMC toplantısının hemen ardından bir açıklama ise %0,05 olarak uygulanan gecelik ters repo faizinin Aralık'tan itibaren %0,10 olarak artırılmasının planlandığı yönündeydi. Daha yüksek faiz bankaların operasyona daha fazla katılmasını sağlayabilir.

Özetle; paranın maliyetinin ilerleyen dönemde artacak olması, gelişen piyasaların ev ödevlerini de yerine getirmelerini ortaya çıkarıyor. Artık para daha seçici olabilir. Ancak, Fed konuyu bir orkestra şefi edasıyla başarıyla yöneteceğine inandırmak konusunda başarılı olursa, süreç sanıldığı kadar da sancılı geçmeyebilir.
Deniz KAHRAMAN

5 Ekim 2014 Pazar

ABD'de İstihdamın Nitelikleri

Deniz Kahraman

ABD'de tartışılan konu istihdam piyasasının rakamsal olarak geldiği nokta, istihdamın kalitesi üzerine fikir edinmek için daha farklı detayları izlemek gerekiyor. Fed Başkanı Janet Yellen da akademik çalışmalarında istihdam piyasasının içsel dinamiklerini pek çok kez konu almıştır. Janet Yellen uzmanlık alanı olması dolayısıyla istihdam piyasası dinamiklerini incelemek konusunda daha fazla ilgi sahibi.

Örnek olarak, 1988'de kaleme aldığı "Job Switching and Job Satisfaction in U.S. Labor Market" (1988) çalışması işgücü hareketliliğinin parasal olmayan şartlarını incelemektedir.

Tüm dünyanın yakından izlediği Eylül ayı İstihdam Raporu 3 Ekim itibariyle açıklandı. ABD ekonomisi Eylül'de Tarım Dışı İstihdam alt kaleminde 248.000 yeni istihdam kazandı. İşsizlik oranı ise %5,9 seviyesiyle kriz sonrası dönemin en düşük seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam Piyasası Üzerine Çıkarımlar
1) İşgücüne katılım oranı işgücünün dışında kalma isteğinde olan nüfusun yanı sıra, sosyo-ekonomik gelişmeler neticesinde de zayıflıyor.
2) İşsizlik oranının geri çekilmesini işgücüne katılım oranındaki düşüşe bağlamak kolaycılığından finans sektörü katılımcıları olarak sıyrılmak gerekiyor.
3) Obamacare paketi daha fazla hanehalkını istihdam piyasasının dışında kalmak konusunda cesaretlendirdi. En azından CBO (Kongre Bütçe Ofisi) çalışmaları bu konuya dikkat çekiyor.
4) Sosyal değişimi oluşturan bir diğer nokta ise, 1946-1964 yılları arasında doğan nam-ı diğer baby boomer neslinin emeklilik yaşına yaklaşmasıyla daha fazla çalışmak konusunda isteksizliği.
5) Varlık fiyatlarının zirvelere ulaşmasının yarattığı servet etkisi de hane halkını işgücünün dışında kalmaya itebilecek bir diğer faktör.

Sorunlar
1) 7.1 milyon Amerikalı ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışmak zorunda. Rakam bir türlü kriz öncesi seviyenin yanından dahi geçemiyor.
2) 2.5 milyon Amerikalı ise sadece yarı zamanlı iş bulabiliyor.
3) Ekonomik olmayan nedenlerle yarı zamanlı çalışanların sayısı 19.56 milyon kişi seviyesinde.

Grafikler;
Grafik, Ekonomik Nedenlerle Yarı Zamanlı Çalışmak Durumunda Kalan Hanehalkı

Eylül 2014 itibariyle ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışan istihdamı 174.000 kişi gerileyerek 7 milyon 103 bin kişi oldu. Ağustos'ta söz konusu rakam 7 milyon 277 bin kişi seviyesindeydi. İstihdam piyasasının kalitesi açısından "ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışan sayısının" azalması olumlu değerlendirilebilir.

Ekonomik Olmayan Nedenlerle Yarı Zamanlı Çalışmak Durumunda Kalan Hanehalkı?
Ekonomik olmayan nedenleri temel olarak, çalışanların kendi isteğiyle yarı zamanlı çalışmaktan yana tercihini kullanmasından kaynaklanıyor. Bu durum çocuğuna daha fazla zaman ayırmak için bir annenin yarı zamanlı çalışmayı tercih etmesi olarak tanımlanabilir. Ancak bir diğer nokta ise işletmelerin artık daha fazla çalışanı yarı zamanlı olarak istihdam etme yönünde isteği olabilir. Tartışmalı sağlık paketi Obamacare'in yürürlüğe girmesiyle artık 50'den fazla çalışanı bulunan her işletme çalışanlarına sağlık sigortası yapma yükümlülüğüne girecek. Dolayısıyla şirketler tam zamanlı çalışan istihdam etme konusuna biraz daha çekimser yaklaşıyor olabilir. En nihayetinde, ekonomik olmayan nedenlerle yarı zamanlı çalışanların sayısı Eylül'de bir önceki aya göre 35.000 kişi artış göstermiş durumdadır. Büyüklük itibariyle ise 19.6 milyon kişiyi içermektedir.


JOLTS Anketi
ABD Bureu of Labor Statistics tarafından yayınlanan JOLTS Anketi istihdam piyasasında nitelik ve nicelik yönünden soruları içermektedir. Söz konusu veri perakendeciler, imalatçılar ve çeşitlik katılımcılara yöneltilen anketlerden elde edilmektedir. Açılan işler (Job Opening) tanımlaması belirli bir pozisyon için açılan iş imkanlarını göstermektedir.

Grafik, Açılan İşler Başına Düşen İşsiz Sayısı
Grafik, ABD'de açık iş başına düşen işsiz sayısını göstermektedir. Söz konusu rakam belirgin bir şekilde iyileşme eğilimindedir. İşsiz sayısının sosyo-ekonomik nedenlerle azalması da grafikte gözlenen etkiyi yaratabilir.

Grafik, İşten Ayrılma ve İşten Çıkarma Oranı
Grafikte maviyle işten ayrılma, kırmızıyla işten çıkarma gösterilmektedir. İşten çıkarmalar yatay bir seyir izlemektedir. İşten ayrılmalar ise çalışanların daha iyi koşullar için iş değiştirme isteğiyle yükselmektedir. Söz konusu durum istihdam piyasası açısından olumlu bir gelişmeye işaret etmektedir. 9 Eylül'de yayınlanan Temmuz ayı JOLTS raporu işten ayrılma/işten çıkarma oranında 1.5 seviyesine işaret ediyor. Söz konusu rakam kriz sonrası dönem açısından iyi sayılabilecek bir rakam.

İşten ayrılma ve işten çıkarmada durum oransal olarak nedir?
İlk bakışta dikkati çekenler, peki ya dikkati çekmeyenler?

1 Ekim 2014 Çarşamba

Küresel Bir Marka Olarak Starbucks

ABD'nin eski bir çiftçi pazarında küçük bir dükkan olarak başlayan Starbucks, nasıl oldu da dünyanın en sevilen markalarından biri olmayı başardı. Bu soruyla çıkılan yolda markanın güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koymak resmi görmek açısından faydalı olacaktır.

Güçlü Yönler:
1) Firma kültürünün ve güçlü bir misyonunun olması
2) Marka sadakatinin yüksek olması
3) Dünyanın her yerinde var olması
4) Kahve tedarik süreçlerinde güçlü altyapıya sahip olması
5) Güçlü firma etik değerleri
6) Firma içinde güçlü toplum bilinci
7) İşgücü yapısının çeşitliliği
8) Firmanın finansal yapısının güçlü olması
9)Firmanın karlılığının büyüme trendinde olması
10) Ürün kalitesi
11) Çevreye, yenilikçi yaklaşımlarla duyarlı olması.
12) Firmanın güçlü stratejik ortaklıklar kurmuş olması.
13) AR-GE ve yeniliklere önem veren bir firma olması.

Zayıf Yönler:
1) Kahve sektöründe rekabetin günden güne artıyor olması
2) Kahve sektöründe hakim olması dolayısıyla hedef haline gelmesi
3) Firmanın aşırı büyümesi
4) “Arabica” kahve çekirdeği tedariğine aşırı derecede bağlı olması
5) ABD piyasasına yüksek bağlılık
6) Piyasanın doygun hale gelmesi, yüksek fiyatlar ve uzun sıra beklemelerin neden olduğu olumsuzluklar
7) Ürün fiyatlarının yüksek olması
8) Ürün isimlerinin ve boyut adlandırmalarının tüketici açısından kafa karıştırıcı olması
9) Yiyecek menüsünün, içecek menüsü ve iş modeli ile uyumsuz hale gelmeye başlaması

Fırsatlar:
1) Paket kahve sektörünün sürekli büyüme trendinde olması
2) Gelişmekte olan uluslararası kahve piyasası
3) Güçlü marka imajı sayesinde yeni ürünlerin başarı ihtimalinin yüksek olması
4) Tüketicilerin firmanın “Green Movement” kavramına itibar göstermesi
5) Tüketici ile iletişimin sosyal medya nezdinde güçlü olması.

Tehditler:
1) Kahve fiyatlarının %100 yükseliş kaydetmesi
2) Sektöre büyük fast food gruplarının da katılma riski (Mcdonald’s, Dunkin Donuts..vs)
3) Tüketicilerin fiyatlara duyarlılığının ekonomik koşullar dolayısıyla artmaya başlaması
4) Tüketici tercihlerinin değişme riski
5) Kahve tedarik edilen ülkelerde meydana gelebilecek politik ve ekonomik istikrarsızlık riskleri
6) Sağlık gerekçeleri ile kahve tüketiminin ikame ürünlere kayması
7) Global bir firma olması dolayısıyla bazı toplumsal yapılar tarafından iş modeline karşı çıkılması.

Deniz Kahraman