ABD Merkez Bankası 2008'den bu yana güçlü bir genişlemeci para politikası izliyor. 2011 yılının ortalarında tasarlanan çıkış planı Mayıs 2013 toplantısında yeniden masaya getirilmişti.
Çıkış stratejisinin üç aşaması
Çıkış stratejisi temelde üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama likiditenin artış hızının yavaşlatılması, ikinci aşama faizlerin artırılması, üçüncü aşama ise repo yoluyla likiditenin geri çekilmesi. Çıkış stratejisinin ilk aşaması olan, likiditenin artış hızının yavaşlatılması aksiyonuna 17-18 Aralık 2013 toplantısında geçildi.
1) Bir devir kapandı, Tahvil Alım Programı Bitti!
Küresel finans krizinden bu yana devam ettirilen tahvil alım programlarının üçüncü turu (QE3) Ekim sonu itibariyle sonlanacak. Fed QE3 kapsamında 1.6 trilyon dolar büyüklüğünde hazine tahvili ve mortgage destekli menkul kıymet almıştı.
2) Faizler ne zaman artacak?
Fed tarafından yayınlanan toplantı metninde faizlerin artırılacağı döneme ilişkin ifadeler hala açıklık durumda değil. Toplantı metninde varlık alım programı tamamlandıktan sonra da faizlerin hatırı sayılır süre boyunca düşük tutulacağı ifadesi yer alıyor. Fed üyeleri ilk faiz artırımının zamanlamasına ilişkin tahminlerinde ise 2015 yılı içinde belirsiz bir tarihe işaret ediyor.
3) Likidite nasıl geri çekilecek?
Fed, likiditenin geri çekilmesi hususunda olası negatif etkileri hafifletmek maksadıyla hassas davranmak zorunda. Şu an somut olarak ifade edilen iki politika aracını ise, IOER (Mevduat Faizi) ve ON/RRP (Gecelik Ters Repo) olarak tanımlayabiliriz. IOER temel olarak bankaların Fed hesaplarında tuttukları paraya verilen faiz olarak ifade edilebilir. Fed bu faiz oranını artırarak bankalardan daha fazla likidite çekebilir.
Diğer yandan ise, New York Fed tarafından Eylül 2013 tarihinden beri test edilen gecelik ters repo operasyonu favori araçlardan biri olacak gibi görünüyor. Yakın geçmişte NY Fed karşı taraf limitini 10 milyar dolardan 30 milyar dolara yükseltmişti. Bu aksiyon test edilen aracın başarılı olduğu yönünde değerlendirilebilir.
Fed/FOMC toplantısının hemen ardından bir açıklama ise %0,05 olarak uygulanan gecelik ters repo faizinin Aralık'tan itibaren %0,10 olarak artırılmasının planlandığı yönündeydi. Daha yüksek faiz bankaların operasyona daha fazla katılmasını sağlayabilir.
Özetle; paranın maliyetinin ilerleyen dönemde artacak olması, gelişen piyasaların ev ödevlerini de yerine getirmelerini ortaya çıkarıyor. Artık para daha seçici olabilir. Ancak, Fed konuyu bir orkestra şefi edasıyla başarıyla yöneteceğine inandırmak konusunda başarılı olursa, süreç sanıldığı kadar da sancılı geçmeyebilir.
Deniz KAHRAMAN