Japonya’da enflasyon yaratmak zorlu bir mücadele. Japon
topraklarının sadece %20’sinin tarıma elverişli olması, tarihsel olarak kaynak
için mücadele edilen bir ortam sunuyor. Toplumun tasarruf alışkanlığı buradan
geliyor. Savaş kültürünün ve samurayların gelişimi de bu olguya dayanıyor.
Aralık 2012’de göreve gelen Shinzo Abe, deflasyonla mücadele
etmek için yola çıkıyor. Abenomics kavramının yaratıcısı; mali teşvik, parasal
genişleme ve yapısal reformlardan oluşan üç okunu Japon ekonomisinin kalbine
saplamaya uğraşıyor.
Japonya, uzun yıllardan beri mal ve hizmet fiyatlarının sürekli
bir şekilde düşmesi sorunuyla karşı karşıya. Deflasyon fiyatların düzenli bir
şekilde düşmesi anlamına geliyor. Deflasyon sorununun temel kaynağı, Japonya’da
yaşlı nüfusun payının oldukça yüksek olması. 2015 yılı itibarıyla Japonya’da 65
yaşın üstündeki nüfusun toplam nüfusa oranı %25’i geçmiş durumda. Toplumun
ortalama yaşını gösteren gösterge, medyan yaş ise Japonya’da 46,1 seviyesinde
ve medyan yaşın 40 üstünde olduğu toplumlar yaşlı nüfus olarak değerlendiriliyor.
Türkiye’de bu rakam 29,6 seviyesinde. Japonya’da medyan yaşın yüksek olması,
tasarruf eğiliminin artmasına neden oluyor. Aşağıdaki grafikte, Japonya’da
enflasyonun uzun dönemli seyri gösteriliyor.
Japon Halkı Ne Yapıyor?
Japonya Merkez Bankası tarafından, 5 Nisan 2016'da yayınlanan çalışma,
hane halkının portföy davranışlarını, ABD ve Avrupa ile kıyaslamakta.
Bu çalışma sonucunda, hane halkının varlık tercihlerine ulaşmak
mümkün. Japon hane halkı toplam varlığının %10’u ile hisse senedi yatırımı
yaparken, ABD ve Avrupa’da bu oran sırasıyla %34 ve %17 oranında. Japon hane
halkı toplam varlığının %52’si ile döviz ve mevduat yatırımı yaparken, ABD ve Avrupa’da
bu oran sırasıyla %14 ve %34 oranında.
Türkiye’de ise 2016 yılı Şubat ayı itibarıyla hane halkı toplam
varlığının %5’i hisse senedi, %69’u döviz ve mevduattan oluşuyor. Sadece döviz
tevdiat hesapları, hane halkı toplam finansal varlığının %26’sını oluşturmakta.
Kamu Borcu Sorunu
Japonya, milli gelirin iki katını aşan borç yükünü azaltmak amacıyla,
satış vergisini artırıyor. Aşağıdaki grafikte, kamu borcunun GSYH payı gösteriliyor.
Japonya’da kamu borcu GSYH’nin %229’u iken, Türkiye’de bu oran %33 seviyesinde.
Japonya’da 1997’de tüketim vergisi %3’ten %5’e yükseltildiğinde deflasyon
durumundaki ekonomi daha da çıkmaza sürüklenmişti. 2014 yılı Nisan ayında
tüketim vergisi %5’ten %8’e yükseltilmiş, tüketim vergisi artışının yarattığı
negatif etkiden çekince duyularak, 2015 yılı Kasım ayında satış vergisini %10
oranına artırmaktan vazgeçilmişti. 14 Nisan’da Kumamoto’da meydana gelen deprem
felaketi sonrasında, Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin satış vergisi artışını
Nisan 2017’ye ötelemesi bekleniyor.
Yen Değer Kazanıyor
Japonya Merkez Bankası (BOJ), 2012 yılı ortasından bu yana
agresif bir parasal genişleme programı yürütüyor. 29 Ocak 2016 tarihinde bir
ilke imza atan BOJ, tarihinde ilk defa negatif faiz uygulamasına geçti. Bu
karara göre, ticari bankalar Merkez Bankası’nda tuttukları mevduat hesapları
için %0,10 oranında faiz ödemekte. Japonya MB, 10 Nisan itibarıyla bankaları
desteklemek amacıyla, bankalara sağladığı kredi kanalının limitini 24,4 trilyon
yen (223 milyar dolar) seviyesine yükseltti. Aşağıdaki grafikte, para birimi
yen’in değeri gösteriliyor.
USD/JPY paritesinin yakın dönemde yükselmesi, 14 Nisan’da
meydana gelen deprem ve sonrasında satış vergisi artışının erteleneceği yönünde
beklentilerle ilişkilendirilebilir. Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin ekonomi
danışmanı Etsuro Honda, 25 Nisan’da Japonya Merkez Bankası’nın yeni bir parasal
teşvik açıklaması gerektiğini söyledi. Zamanlama açısından ise Haziran ayına
işaret etti. Bu durumda, USD/JPY paritesi 110 civarında kalmaya devam edebilir.
Aşağıdaki grafikte, USD/JPY paritesinde 110,20 seviyesi önemli
bir trend desteği olarak görülmekte. Bu seviye korunduğu koşulda ilk direnç
112,00 seviyesinde.
Deniz KAHRAMAN